İşten çıkarılan vinç operatörü, İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. Fazla çalışma yapmasına, ulusal bayram ve genel tatiller ile hafta tatillerinde çalışmasına rağmen karşılığının ödenmediğini ve yıllık izin alacağının bulunduğunu ileri sürdü.
Davacı işçi, kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti ve bakiye ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı avukatı, davacının alacaklarının eksiksiz ödendiğini, bu hususun banka kayıtları ve özlük dosyası içeriğindeki belgelerle sabit olduğunu savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme; davacıya ihbar süresini kullandırdığını ispat edemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verdi.
Taraf avukatları kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, hesaplamaların bordrolar nazara alınarak yapıldığından tespit edilen alacak kaleminden hakkaniyet indirimi yapılmasının yerinde olmadığı, davacıya yapılan ödemenin hesaplanan izin alacağından mahsubu gerektiği gerekçeleriyle davacı ve davalının istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne hükmetti. Karar her iki taraf avukatı tarafından temyiz edilince devreye bu kez Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Haftalık izin oyununa dikkat
Emsal nitelikteki kararda, kullandırılmayan haftalık izinlerin yıllık izin süresinden düşürülemeyeceğinin vurgulandığı kararda;
4857 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi hâlinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlandığı hatırlatıldı. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshinin şart olduğunun dile getirildiği kararda şöyle denildi: “İş sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığının imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Dosyada, davacının imzasının bulunduğu 15’er günlük izin talep formları bulunmaktadır. Yargılama sırasında davacı asılın izin talep formuna karşı beyanı alınmış, davacı beyanında bu izinlerin biriken hafta tatilleri için verildiğini belirtmiştir. Davacının ayrıca hafta tatili alacağını talep etmesi ve bu alacağının hüküm altına alınmış olması da dikkate alındığında imzasının bulunduğu bu yıllık izin belgelerinin dikkate alınarak yıllık izin alacağının yeniden hesaplanması gerekmektedir. Hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması bozma nedenidir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.”
Kaynak: İHA