Adı Sevgi…Onu diğer atlardan ayıran çok özel bir yeteneği var. O bir terapi atı ve çocukların kahramanı. Fiziksel, zihinsel ya da duygusal sorunları olan çocuklar için onlarca testlerden geçerek yetiştirildi. Atlarla terapi alan çocukların ise başta kendilerine olan özgüvenleri gelişiyor, göz kontağı kuruyor, iletişim yetenekleri artıyor. Terapi atları Serebral Palsi, Musculer Distrofi, Down Sendromu, Spina Bifida, Otizm, Amputasyon Cerrahisi geçirenler, çocuk felci, inme, MS ve ruhsal sağlık bozukluklarına destek sağlıyor.
TOPLAM 7 HİPODROM
Atla terapi fikri ise 2015 yılında Türkiye Jokey Kulübü’nün sosyal sorumluluk projeleri kapsamında ortaya çıktı. Önce İstanbul’da şimdilerde ise Diyarbakır, Elazığ, Şanlıurfa, Bursa, Adana, İzmir olmak üzere toplam 7 merkezde ücretsiz bir şekilde hizmet veriliyor. Bu terapilere başvurmak için kişilerin engelli raporları ile ata binmesi ve atla terapi görmesi uygundur şeklinde doktordan rapor alınması gerekiyor. Ardından, kuruma dilekçe ile başvurabiliyor.
ARALARINDAKİ BAĞ ÇOK ÖZEL
Serebral Palsi hastası olan Ufuk Yenel Rasim, 2 yıldan beri terapi görüyor. Ata ise bir arkadaşı gibi sarılıyor. Babası Ufuk Yenel, “Aralarındaki bağ çok özel. Temas edebiliyor, odaklanma yeteneği arttı” diyor. Down sendromlu Esra Becit de tam 7 yıldır at terapisinden faydalananlardan. Abisi İlker Becit, psikolojik olarak atın kardeşini mutlu ettiğini ve bedensel hareketlerine de iyi geldiğini söylüyor.
ATLAR ÖZEL OLARAK YETİŞTİRİLİYOR
Özel çiftliklerde yetişen bu atlar, birçok testten geçiriliyor. Boylarının ise 1.45-1.55 arasında olması gerekiyor. Atların bakımını üstlenen özel personelleri de mevcut. Ayakları için özel kapalı bir üzengi kullanıyorlar ve bu sayede ayaklarını frenleyebiliyorlar. Atların ısısını daha çok hissetmesi gereken çocuklar için de daha ince petler kullanılıyor.
UYSAL OLAN ATLAR…
Çocuklar atlarla vakit geçirirken onların güvenliğini alan At Eğitmeni Kadir Özdemir, haftada 1 kez randevuyla gelen çocukların yaklaşık 15 dakikalık periyodlarla terapiye girdiği bilgisini paylaşıyor. Atların nasıl seçildiğini ise Özdemir, şöyle anlatıyor: “Bu atlar, en başından itibaren bu işe uygun olarak yetiştiriliyor, içlerinden daha uysal olanlarını seçiyoruz. Atların gürültüye alışma eğitimleri de var.”
Yan yürüyücü Nurullah Göz ise, atların yetiştirilme biçimlerine dair, “Çocuk saçını çektiğinde, arkasından geçtiğinde tepki vermemeli, tekerlekli sandalyeden korkmamalı. Bu testlerden kalan atı terapi atı olarak kullanmıyoruz” ifadesini kullanıyor.
Apranti Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı ve Klinik Psikolog Bercis Merdanoğlu, Atlı terapinin kökeninin Osmanlı’dan geldiğini hatta o dönem askerlerin savaşırken ruhsal çöküntüye uğradıklarında iyileşmesi için atları tımar ettirdiklerini anlatıyor. Tımarhane ismi de buradan gelmekte.
KASLARA FAYDASI ÇOK
At ile terapinin faydalarını anlatan Merdanoğlu, ata binmenin ritmik hareket kazandırdığını ve bunun da kasların güçlenmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Merdanoğlu, atın ısısının fizyoterapideki gibi bir ısıya ulaşabildiğine dikkat çekerek, “Çocuklar, hastane odası yerine buraya geliyor, bir oyun alanı olarak görüyorlar ve mutlu ayrılıyorlar” diyerek şunları kaydediyor:
“Yükseklik korkusu varsa onu yeniyor. Konuşamayan bir çocuğun ilk kelimesinin at olduğuna şahit olduk. Ata dokunmanın aynı zamanda oksitosin yani mutluluk hormonunu arttırdığı ve kortizon hormonunu düşürdüğü de bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.”
sibel.gulersoyler@haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel