“Asker Bülent” olarak attığı gollerle hafızalara kazınan Uygun, Türk futbolundaki yerli santrafor sorununa da dikkat çekti. Uygun, VAR kayıtlarıyla ilgili de yeni bir yapılanma önerisinde bulundu…
İşte Bülent Uygun’un gündem yaratacak o açıklamaları
BAŞKAN ARADI “ACİL SİVASSPOR’A GEL” DEDİ. BÖYLE BİR PLAN, PROJE YOKTU
“İlk yarının bitimiyle Sivasspor’a gelme konusunda bir plan ya da projemiz yoktu. Ani gelişti. Liglerde birçok takımın sorunlu olduğu anlarda ‘camı kırın da imdat butonuna basın’ dersin ya. Sayın başkanımız acil olan bu durumda”senin mutlaka gelmen lazım, beraber bu takımı ayağa kaldırmamız lazım.” dedi. Ben de Servet Çetin’i arayıp neden bıraktığını sordum yardımcı olmak adına. “Hocam bırakmam lazım” dedi. Sonrasında bıraktı. Ben genel anlamda futbol kariyerim boyunca özellikle Sivasspor’daki 2007-08-09 sezonlarında gösterdiğimiz performanslarda UEFA ve Şampiyonlar Ligi’ne gitmiştim. Sonraki süreçlerde Eskişehirspor’a gittiğim o günlerde en alttan alıp beşinciliğe çıkartıp 6. bitirdiğimiz dönemde hemen hemen değil bütün takımların hepsi ya küme düştü diye bakılıyordu ya da o pozisyondaydı. O durumda da antrenörlük bilginin çok iyi olması lazım ikinci unsur da cesaretinin iyi olması lazım. En sonda da Rizespor’daydık. Mourinho da gelse Pep Guardiola da gelse kurtaramaz dediği Rizespor’u kurtarma macerası yaşadık. İmkansız görünen o süreçte aldığımız art arda galibiyetlerle takımımızı kümede bırakmıştık. Sivas’a dokunuşumuzda antrenman bilimi, taktik oyunları, varyasyon ve geçiş oyunlarımız, bunla beraber savunma prensiplerimizle işin içine dokunduğumuzda özellikle futbolcuya karşı kendi yeteneklerini iyi etüte edip sistemi onlara göre belirleyip sonra da takım üzerinde oluşan anksiyeteleri kaldırıp , çözüp ondan sonraki süreç içerisinde takıma dokunduğumuzu hissettiğimiz bir dönem oldu. Sivasspor’da da son 5 maçta mağlup olmamış olmamız, bunla beraber sadece 1 gol yemiş olmamız bizim adımıza sevindirici bir olay. Önümüzdeki 3 maçı aldığımızda belki UEFA sürecini konuşuyor olacağız. Allah korusun farklı bir süreç olursa orta sıralarda olayımızı devam ettiriyor olacağız.
BURADA ANLATAMAYACAĞIM KADAR ÖZEL İŞLER BAŞARMIŞ ADAMIM
Futbolda keyif almak lazım, Yılmaz Vural’ı çok severim. Kendisi baba yarimdir. Hayran olduğumuz bir hoca. Çok donanımlıdır. Keyif alan, mutluluk yayan bir hocadır ve ben de öyleyim. Ancak haksızlık yapmam. Çok haksızlığa uğradım. Hayatım boyunca da birçok iftiraya uğradım. Benim yaşadıklarımın binde birini yaşayıp da başarı hikayelerimi yazabilecek bir hoca olduğunu düşünmüyorum. Bana yapılanlar kimseye yapılmadı. Sinirli değilim ancak haksızlığa tepki veren, bir şehir, camia için mücadele eden ama normal şartlarda burada anlatamayacağım kadar özel işleri başarmış bir özel adam olduğumu düşünüyorum.
10 SENEDE BİR ANADOLU’DAN 1-2 TAKIM ŞAMPİYON OLACAK.
Şampiyonlar Ligi’ne gittiğimiz dönem seyircimiz vardı. Taraftarımız yoktu. Fakat şehrin o dönem önde gelenleri, ekonomik anlamda bir şey yapmadıkları için kendi yağımızda kavrulduğumuz bir ortamda şampiyonluk primi bile diğer rakibin bir maçlık primine bedeldi. Bunla beraber süreç içerisinde çok önemli 2-3 tane futbolcumuzun sakatlığı ve hakem kardeşlerimiz ki onlar kendilerini çok iyi biliyor. Onlara da gerekeni söyledim. Onlar yüzünden de kaybettiğimiz şampiyonluklar oldu. Akabinde benim bir beyanatım vardı. 10 yıl içerisinde 1 veya 2 takım şampiyon olacak demiştim. 1 ya da 2 sene sonra Bursaspor şampiyon oldu ki şu andaki konumlarına çok üzülüyorum kalbim yerinden sökülüyor. Sonra da Başakşehir olmuştu. Yine iddia ediyorum her 10 senede bir Anadolu’dan 1-2 takım şampiyon olacak. Ama bunun için ne lazım? Taraftar. Kocaelispor, Sakaryaspor, Göztepe, Adana Demirspor, Ankaragücü, Konyaspor gibi taraftar profili yüksek olan takımına sahip çıkan futbolcusunun yanında olan bir taraftar topluluğunun bu hikayeyi yazacağını düşünüyorum. Yanlış yönetimlerin faturaları camiaya mal olur. Çok yakın zamanda saydığım takımlardan bir iki tanesinin şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacağını düşünüyorum. Bu sene Antalyaspor’u da işin içine katabiliriz. Önceden seyircisi işe çok katılmıyordu Sergen hocadan sonra işin içine dahil oldular. Biz de Sivasspor olarak bunun hayallerini kurmaya başladık. Önümüzdeki sezonun planlamasını yapacağız. Ondan sonraki sene inşallah biz de hedefe doğru yürüyeceğiz.
MİLLİ TAKIM HOCALARINA ÇOK YETKİ VERİLDİ FUTBOLUMUZ İÇİN HİÇBİR ŞEY YAPMADILAR
30 yıldır Türk futbolunun içinde olan insanım. Milli takımlarımıza birçok hocamız geldi onlara yetkinin yetkisi de verildi ancak türk futbolunun geleceği adına hiçbir şey yapmadılar. Olması gereken, yapılması gereken projeleri 2005 yılından beri söyleyen, olması için mücadele eden bir adamım. Hakemler profesyonel olmalı dediğimde MHK Başkanı olmaz öyle şey mi olur dediler çünkü hakemleri kendi dizginlerinde tutmak istiyorlar. Velhasıl profesyonel olmalılar. Her birinin o zamanlar şimdinin parasıyla 100-150 bin lira maaşlarının olması gerektiğini bunla beraber iyi yönettikleri maçtan sonra primleri, kötü yönettikleri maçtan sonra da primlerini alamayacakları bir sistemin getirilmesi.
KURALLARI BİLMEYENLER EĞİTMEN OLDU. HAKEMLER İYİ MAÇ YÖNETEMEZ
VAR kayıtlarını izleyen kişilerin konuşmalarını kulüp başkanlarının kendilerinin dinlediği birebir ortamda sunulması çünkü hakemleri medyanın önüne atmanın anlamı olmayabilir, hatadır insandır. Eski hakem hocaları zaten hakem değildi. Bunlar gördüklerini veremeyen adamlardı. Bizim zamanımızda da böyleydi. Erman Toroğlu’nu dışarıda bırakıyorum. Gerçekten iyi bir hakemdi sahadaki duruşuyla. İyi hocalarımız da vardı. Ama gördüklerini veremeyenler de vardı. Aldık bunlardan eğitmen yaptık. Neyi eğitecek? Kuralları. Zaten kuralları eğitmesi için önce kuralları onun bilmesi lazım. Kuralları da çok bilmiyor. Hadi diyelim ki biliyor ama bu arkadaş futbol oynamış arkadaş değil. Ve futbolun gerçeklerini bilemeyen bir hakem camiasından, onun içerisinde futbolcunun yaşadıklarını bilmeyen hakem camiasından, arka taraflarda oluşturulan gizli görüşme odalarından sonra bir hakemin çıkıp iyi maç yönetmesini bekliyoruz. Böyle bir şey olma ihtimali yok. Öncelikle değişmesi gereken her hakem triosunun bir antrenörü olmalı. VAR’a da 10 yıl profesyonel oynamış futbolculardan koymak lazım.
İNGİLTERE’DE TEKMELER HAVADA UÇUŞUYOR FUTBOLCU BİR TAKLA ATIP AYAĞA KALKIYOR. BİZİMKİLER 8 TAKLA 3 PARENDE 2 SALTO ATIYOR
Artık İngiltere futbolundan örnek alma zamanımız geldi. Tekmeler havada uçuşuyor futbolcular bir takla atıyor, kalkıyor ve devam ediyor. Bizimkine daha dokunmuyorsun 8 takla 3 parende 2 salto atıyor. Sonra da seyirci havalarda. Artık futbolcular da kendisine çeki düzen vermeli. Türk futbolunun marka değerini yükseltmek zorundayız. Bir de yayıncı kuruluşta ucuna değdi değmedi bırakıp bu hakemi tartışmaktan ziyade oyun sistemini, taktiğini, futbolcunun performansını konuşmalı. Hiç kimse konuşuyor mu x takımının oyuncusunun göstermediği performansı? Adamın da umrunda değil ben milyonlar alıyorum eleştiren de yok. Hepimizin kurtuluş noktası hakemler. Hepimiz onlara saldırıyoruz. Haklarını helal etsinler. Bana da çok hata yaptılar. Ama dolayısyla biz hakemleri bu sistemin dışarısında tutup adil yönetim için bu saydığım projeleri hayata geçirmeliyiz.
BELÇİKA’DAN GETİRDİKLERİNİZİN BİR ŞEY OLDUĞU YOK. FEDERASYON MAAŞLARI ÖDEMELİ
Hakemimizi taraftarın önüne atamayız. Korumak zorundayız. Kulüpler Birliği’nde VAR kayıtlarını açıp sonuna kadar dinleyebilirler. MHK’nin üyeleri gelir, dinler ve bu şekilde yaparlar. Bugün Çin’de insan sayısı 2 milyar. Japonya da öyle. Ve bizim ligimizin o liglerden birer tane yabancı kontenjanı sayılmayacak şekilde futbolcular alarak ligimize katıp marka değerimizi yukarıya doğru çekebiliriz. VAR kayıtlarına geldiğimizde, son 20 stat yapan tek ülkeyiz. Fakat 20 statta olması gereken projeleri kimse kimseye sormadı. Futbolun kalitesini, temposunu arttırdığımız sürece girmemiz gerekiyor. Sadece VAR kayıtları değil. Altyapıya da değinelim. Bugün altyapı hocalarının maaşları asgari ücret ve bunu belki 5-6 kulüp ödüyor. Geri kalan hiç kimse ödemiyor. Futbol federasyonu bu maaşları ödemeli. En azından Belçika’dan getirdikleri hiçbir şey yapmayan hocalara değil. O Belçika’dan getirdiklerinde zaten bir şey olduğu yok. Bizimkiler onlardan daha iyi biliyor. Böyle de bir durum var maalesef. Ama sen UEFA Tutor kursunu bitirmiş bir hocayı her takıma verirsen altyapılarda, hem altyapılardaki o 20 hocayı eğitir hem de antrenman bilimi yönünden en üst seviyeye gelir. Şu an o eğitimi, pro lisans alabilmen için hesabında en az 600 bin lira olması lazım. O parayı veresin ki diplomayı alasın. O parayı kazanmak için bu parayı vermem altyapıda çalışmam.
ORTA DOĞUYA GİTTİK BİR ORGANİZASYON YAPAMADIK
Futbol federasyonu benim gençlerimi, yeteneklerimi bulma, onları eğitme, geleceğini en iyi şekilde yapma, kulüplerimizin ekonomik yapılanmalarını yükseltmek gibi bir sorumluluğu var. Ama bizim Türk Futbol Federasyonu takımlarımızın hakemler yönünde verdiği kararlarla mücadele etmekten ki düşün orta doğuya gittik ve oradaki organizasyonu bile yapamadık. Federasyonda kaç kişi çalışıyor? 850- 900’lere çıkmıştık en son. Normalde 375 kişi çalışması gerekiyor. Derin bir konu ve hep derinde duruyor zaten.
BENİ GÖNDERDİLER EMRE DEMİR HAZIRLIK MAÇINDA BİLE OYNATILMADI
Ben Kayserispor’da hoca olduğumda Emre Demir’le Doğan Alemdar’ı oynatmıştım. Emre Demir 14 yaşındaydı, Türkiye’nin en ufak ve en genç gol atan isimdi. Sonra Abidal’le görüşmemiz sonucunda Barcelona’ya transfer oldu. Fakat biz Barcelona’ya gidene kadar 2 sene bir hazırlık bir kupa maçında oynatmadık o çocuğu. Beni gönderdiler. benden sonra. Ve bu çocuğun gelişmesini bekliyoruz. Mümkünatı yok. Doğan oynadı ve oynadıktan sonra Fransa Ligi’ne gitti ve şu anda çok başarılı.
TFF HAKEMLERLE UĞRAŞACAĞINA GENÇLER İÇİN UĞRAŞSIN. BIRAKIN İKİ BAŞKAN BİRBİRİNİ YESİN
Arda ise genç yetenek olarak geldiğinde altyapılardaki antrenman metotları ve gelişim birimlerine baktığımızda demek ki biz daha Avrupa ile yarışacak durumda değiliz. Kendi kişisel yetenekleriyle Real Madrid’e transfer oldu. Temposu yüksek antrenman metotlarında sakatlık yaşadı. Çağlar’ın eksiklikleri belki zamanında düzeltilseydi oynayacaktı. Yeri gelmişken tekrar Servet Çetin’e teşekkür ediyorum. Bizde Murat Dizdar gibi altyapıda çok önemli bir keşfedici var. 6 senedir emek verdi karşılığında biz Yunus Emre’yi şu anda çıkarttık ve bizde şu anda çıkmakta olan Emre ve Erdem diye 2 tane daha çocuğumuz var. Onlar da büyük bir ihtimalle yakın bir zamanda hem Ümit Milli Takım hem diğer yerlerde hep beraber izleyeceğiz. Yunus Emre de sakatlık yaşadı. Demek ki bizde antrenman metotlarında eksikliker var. Peki neden? Su yok. Bilimsel antrenman yaptıracak hoca yok. Eğitimli hoca yok. Saha yok, top yok yok da yok. Biz de diyoruz ki uçsun bizim Türk çocukları. TFF hakemlerle diğer şeylerle uğraşacağına hakem camiasını bağlayın kulüpler birliğine. Siz Türkiye’nin geleceği gençler için uğraşın. Onlar biribirini yesinler. İki başkan birbirini yesin. Danışmanlar ne iş yapıyor diye araştırın bakalım. 30 yıl futbol oynamış 25 yıl antrenörlük yapmış diyeceğim ama maalesef.
MANAJ’I OYNATAN TARAFTAR. İNANILMAZ İŞTAHLI BİR OYUNCU TEKLİFLER VAR FAKAT KALMASINI İSTİYORUZ
Manaj inanılmaz yetenekli. Gol sezisi olan bir futbolcu. Attığın kötü topu hiç beklenmedik bir anda gole çevirebiliyor. İştahı kabarık. Bundan 4-5 sene önce yaşadığı ufak tefek sakatlıklar onun Barcelona’da Inter’de istediği performansı vermesine engel olmuş. Sivasspor taraftarı onu oynatıyor. Kendisi taraftara hasta. Ruhunu okşuyor taraftar. Teklifleri yönetim kurulu değerlendirecek. Biz futbolcunun kalmasından yanayız.
ALTYAPILARDA ADALETSİZLİK VAR
Benim zamanımda bir Tanju büyük golcüydü bir de Kral Hakan vardı. Akabinde Aykutumuz vardı. Saffetimz Feyyazımz vardı da vardı. Santraforlarımız çıkıyordu. Hoca eğitmendir. Hoca bize ne öğretiyordu? Atatürk ilke ve inkılapları. Peygamber efendimizin sünnetleri. Derslerimizin mükemmel olma zorunluluğu. Eğer olmazsa 15 gün idmana gelmeme cezası. Yemek yemeyi, hitap etmeyi yeri geldiği zaman nasıl yönlendirmen gerektiğini anlatan hocalardı ve şu anda bizim bile yapmaya çalıştığımız şeyleri tamı tamına 35 sene önce bize öğreten adamlardı. Şimdi maalesef altyapılarda hocalar eğitim almak istiyorlar. Parayı yatıramıyorsun. Yatıranın da o eğitimi almaya ihtiyacı yok ben zaten ekonomik olarak kendimi garanti altına aldım diyor. Adaletsizlik var. Olması gereken projeleri hayata geçirirsek eğitimli çok iyi çocukların çıkacağını düşünüyorum.
UMUT NAYİR’E GEREKEN DEĞERİ VEREMEDİK. GENÇLERDEN OLUŞAN MİLLİ TAKIM HALA ŞAMPİYON DEĞİL. DUAYENLERİMİZDEN BİLE YARARLANAMIYORUZ
Burak Yılmazdan sonra gol kralımız Umut Nayir vardı. Ona da gereken değeri vermedik. Cenk’imiz vardı ama onların da sonunun yaklaştığı bir ortamdayız. Hepsinin ana teması ise altyapıdaki eksikliklerimiz. Bizim artık santrafor eksiği dışında her bölümde eksiğimiz var. Yaklaşık 20 milyon genci olan Türkiye’de bunun da 6 milyonu inanılmaz yetenekli gençlerden oluşmuş bir Türk Milli Takımı. Hala avrupa şampiyonu, dünya şampiyonu değiliz. Bunları bırakalım grubumuzdan çıkamıyoruz. 3 milyon nüfuslu Hollanda yaşıyor. Bilmem neresi yaşıyor. Biz ise yaşayamıyoruz. Duayenlerimizden bile yararlanmıyoruz. Artık çok rahat futbolcu çıkma şansı yok. Sistem tamamen değişmeli.
GALATASARAY ŞAMPİYONLUK YARIŞINDA PSİKOLOJİK OLARAK BİR ADIM ÖNDE
Her sene şampiyonlukta mutlaka 2 takım çekişiyor. Bazen 3 takım oluyor. Bana göre 4 takımın 4’ü de şampiyonluğu son dakikaya kadar kovalaması lazım bu kadar bütçeleri açık olan bir ligde. Yani Anadolu takımlarının bütçeleri 5 milyonla en iyisi 15 milyon. Geri kalanlara baktığımızda 100-150’şer milyon lirası buluna 4 büyüklerimizde maalesef bir süreçten sonra kopmalar yaşanıyor. Buradaki hataların sonucunda bu sezon ise Fenerbahçe ve Galatasaray büyük çekişme içinde. Bu yarışta avantajları elindeyken kadro yapısı anlamında herkesin özellikle stratejik olarak takım kurgusu anlamında Fenerbahçe’yi önde gördüğü ortamda Galatasaray bu psikolojik ortamda bir adam öne geçmiş durumda. Birçok hata ve unsur var. Şampiyonun kimin olacağı değil nasıl bir hakkın ve adaletin tecelli edeceğini hep beraber göreceğiz.
LİGDE CADI KAZANI KAYNIYOR. BÖYLE BİR SEZON HİÇ GÖRMEDİM
Şampiyonluk yarışından ziyade 6. sıradan itibaren geride kalan 14 takımın düşme potasında yarıştığı başka bir sezon ben daha görmedim. Burası daha cadı kazanı. Burada daha çok canlar yanıyor. Evet büyük takımlarımıza hatalar oluyor ama Anadolu takımlarına hep hatalar var. Canlarının nasıl yandığı belli değil. Şu anda bir cadı kazanı kaynıyor. İlk kez böyle bir şey görüyorum. Hak edenin şampiyon, hak edenin kümede kaldığı bir sezon diliyorum.
RONALDO SUUDİ ARABİSTAN’DA EKOLÜ DEĞİŞTİRDİ
Yetenek anlamında Messi’dir ama bir Ronaldo gerçeği vardır. Adam hayatını makine dediğimiz sürece dönüştürmüş. Suudi Arabistan’a gitti büyük rakamlar aldı fakat oradaki bütün ekolü değiştirdi. Ayırmak ya da birbiriyle kıyaslamak değil biri yetenek biri nereden nereye gelinebileceğini gösterme bazında çok önemli iki isim.
ARDA GÜLER REAL MADRİD’E DAMGA VURACAK
Biz de Arda’mızı yetenek anlamında görüyoruz ve çok iyi yerlerde görmek istiyoruz. Tabi ki eksikleri var onları kapatırsa onu da inşallah Türk Futbolu adına bir markamız olarak Real Madrid’e damga vuran, önümüzdeki sezon en önemli oyuncularından biri olacağı düşüncesindeyim açıkçası.
EN BÜYÜK ARZUM…
Yapması gerekenlerin yapmadığı, söylemesi gerekenlerin söylemediği fakat en çok eleştirilen ama benim kalbimin çok güzel olduğu, neler yaptığımı kimsenin bilmediği bilen sadece 2 kişinin olduğu bu ülke için çok güzel şeyler yapmaya çalışan, birçok kez haksızlığa uğramasına rağmen bir şeyler yapmaya çalışan bir adamım. Aynısını Türk sporu için de tekrar yapılması gereken, profesyonel futbolcular, antrenörler, hakemler ve sporcu çalışanlar derneğinin, kurulması gereken bir futbol sendikasının içerisinde spor gazetecilerinin de olduğu bir sendikanın kurularak haklarının aranması, altyapı hocalarının gelişimi, Türk gençlerinin gelişimini sağlayacak, hakkaniyetli çocuklarımızın güzel bir şekilde eğitimlerini aldığı süreci yönetmek ve başarmak da ayrıca bir isteğim. Şimdiki hedefim Sivasspor’la ligde güzel bir yerde bitirmek sonrasında UEFA’lara sonrasında da şampiyon olabilme hayali kuruyorum. 10 yılda bir 2 takım olacak. Olan takımlarda bir teknik direktör olarak olmak ve bu ülkedeki güzel insanlara selam vermek en büyük arzum.”