Ä°stanbul’un suç tarihi! Kabadayıdan mafyaya

Mafyalara, suç örgütlerine karşı mücadele uzun bir süredir gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Genellikle liderlerinin adlarıyla anılan çete yapılanmalarına yönelik operasyonlarda yüzlerce kişi yakalanıyor. Türkiye suç örgütü olgusuyla ilk kez karşı karşıya gelmiyor. Ancak küreselleşme, artan nüfus hareketleri ve buna bağlı pek çok sebep Ä°stanbul başta olmak üzere Türkiye’nin finans şehirlerini suç örgütlerinin hedefi yapıyor. Geçtiğimiz yıl Ä°stanbul’da yakalanan kanun kaçakları arasında Vietnam’da yaralama suçundan aranan bir Çinli de vardı; uyuşturucu mafyası lideri Sırp kökenli bir Ä°sveç vatandaşı da.

Ä°stanbul’da kabadayılar bir zamanlar düşkünlere yardım eden babayiğit kimseler olarak biliniyordu. 

‘ŞEHÄ°R ŞÖVALYELERÄ°!’

Ä°stanbul’da organize suçun tarihi epey eskiye uzanırken; yüzyıllar boyunca imparatorluk başkenti olan şehrin suçlu profili de bugünkü gibi renkliydi. Ancak şimdiki ‘mafya babası’na denk düşen unvanlar, Ä°stanbul’un uzak tarihinde birbirine karışıyor. “Ä°stanbul Kabadayıları” üzerine araştırma yapan Türk basınının önemli ismi Refi Cevat Ulunay, kabadayılar için “şehir şövalyeleri” nitelemesinde bulunuyor. Ä°stanbul’da Tanzimat dönemine kadar kabadayılar, mahallenin güvenliği için zaman zaman zabitlerin de yardımına koşan “babayiğit” kimseler olarak belirli ölçülerde meşru kabul ediliyor.

KÜLHANBEYİ VE KOPUKLAR

Bu toplumsal meşruiyet aslında suça yönelen kabadayıların etraflarına insan toplayabilmesinin de aracı haline geliyor. Osmanlıca metinleri çeviren araştırmacı ve yazar Murat Çulcu mafyaya zemin hazırlayan çift hukuklu tarihsel geçmişe dikkat çekiyor. Kabadayılık yerini zamanla “külhanbeyi”, “kopuk” gibi unvanlara bırakırken; Çulcu’ya göre bir araya toplanan bu ‘kopuk’lar kendilerince meşruiyet atfettikleri bir takım kurallara da uydukları için eşkıyalar gibi toplumsal yapının tamamen dışına çıkmıyor. Yasadışı yollarla elde edilen paradan yoksullara, ihtiyacı olanlara da kaynak aktarılarak meşruiyetin sürmesi sağlanıyor. Tarihçiler bu tür yapıların geçmişini 16. yüzyılda Yeniçeri ocaklarındaki bozulmaya kadar götürüyor.

ARAP ABDULLAH ÇETESİ

Tarihçiler, 19. yüzyılda yangın söndürmekte görevli “tulumbacı” teşkilatının bazı reislerinin etraflarında serserileri toplayarak zamanın ilk organize suç örgütlerini oluşturduğunu belirtiyor. Gazeteci Ulunay ve tarihçi Reşat Ekrem Koçu, II. Abdülhamit devrinde ünlü olan tulumbacı Arap Abdullah ve çetesinden söz ediyor. Arap Abdullah’ın o dönemde Ä°stanbul’un en önde gelen kabadayısı olduğu belirtiliyor. Söz konusu çalışmalarda aynı dönemde “Mektepli Raşit”, “Kadayıfçı Arif”, “Yedi Bela Arap Reyhan” adlı tulumbacı kabadayıların da adları veriliyor. Kabadayılar Ä°stanbul’da genellikle haraç toplama işleri yapıyor.

İstanbul'un suç tarihi! Kabadayıdan mafyaya - Resim : 2
Ä°stanbul’da yangın söndürme teşkilatı tulumbacılar arasından çıkan suç örgütü reisleri kabalalık semtlerde haraç topluyordu. 

DÜELLOLAR, CÄ°NAYETLER…

Cumhuriyetin hemen öncesinde Ä°stanbul, kabadayıların kanlı hesaplaşmalarına sahne oluyor.  Rizeli Mavnacı Ali ile Yetimhanede büyüdüğü bilinen Ardaş adlı kabadayı Üsküdar’ın haracını kimin toplayacağını belirlemek için 1920 yılında Kuzguncuk’ta düelloya tutuşuyor. Kavganın galibi ise Ardaş oluyor.

KÄ°RLÄ° İŞLER ARAP HÜSNÜ’DE

Aynı tarihlerde; attığı sert kafalarla ve şık giyimiyle nam salan Tokatlı Şık Manol’un Ä°stanbul’da hüküm sürdüğü tarihsel kayıtlarda yer alıyor. Bir başka Rum kabadayı olan Arnavutköylü Yorgo rakiplerini ortadan kaldırdıktan sonra Rumelihisarı civarının haracını almaya başlıyor. O tarihlerde Galata’da ise Kadırgalı Kör Emin’in adı duyuluyor. Odesalı Kosti adlı kabadayı bugünkü Ä°stiklal Caddesi’nde bulunan mekanların haracını alırken; Beyoğlu’ndan Tophane’ye uzanan güzergahta kabadayı Arap Hüsnü bütün kirli işlere bakıyor. 

ertan.altan@haberglobal.com.tr  

Kaynak: Web Özel

Yorum yapın