Bilim dergisi Neurology’de yayımlanan “204 Ãlke ve Bölgede Ä°deal Olmayan SıcaklıÄa Atfedilebilir Ä°nme Yükü” çalıÅmasına göre, 2019’da 12,2 milyon inme vakası kayıtlara geçerken bunun 6,5 milyonu ölümle sonuçlandı.
ÃalıÅmada bu ölümlerden 521 bin 34’ünün küresel düzeyde sıcaklıklara baÄlı inme sonucu meydana geldiÄi, anormal sıcaklıkların, ölüm dıÅında 9,42 milyon saÄlıklı geçirilebilecek yıl kaybına neden olduÄu belirlendi.
Anormal sıcaklıklar nedeniyle inme sonucu ölüm oranları, erkeklerde 100 binde 7,7, kadınlarda 5,89 olarak saptanırken 100 binde 18,12 kiÅinin hayatını kaybettiÄi Orta Asya en fazla ölüm vakası kaydedilen bölge, 100 binde 32,97 kiÅinin yaÅamını yitirdiÄi Kuzey Makedonya ise en çok can kaybı yaÅanan ülke oldu.
Â
Felç yükünün özellikle 10 yaÅın üzerinde hızla arttıÄı ve düÅük sosyo-demografik indekse sahip bölgelerde orantısız bir Åekilde yoÄunlaÅtıÄı kaydedilen araÅtırmada, karbondioksit emisyonu ve 2,5 mikron partikül maddenin neden olduÄu hava kirliliÄindeki her 1 birimlik artıÅta ölüm oranının 100 binde 0,15 yükseldiÄi belirlendi.
ÃalıÅmayı yapan bilim insanları, gelecekte yüksek sıcaklıklara baÄlı inme vakalarının artacaÄı uyarısında bulundu.
“35 DERECENÄ°N ÃZERÄ°NÄ° RÄ°SK KABUL EDÄ°YORUZ”
Yüksek sıcaklıklar ve felç yükü arasındaki baÄlantıya iliÅkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Biruni Ãniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Nöroloji Ana Bilim Dalı BaÅkanı Doç. Dr. Abdullah ÃzkardeÅ, Uzak DoÄu, Afrika ve Güney Amerika baÅta olmak üzere az geliÅmiÅ bölgelerde sıcaklıÄa baÄlı inme vakalarının daha sık görüldüÄünü kaydetti.
Sıcaklık artıÅıyla birlikte insan vücudunda bazı deÄiÅimler olduÄunu belirten ÃzkardeÅ, “Herkesin sıcaklıÄa karÅı farklı bir direnci var, biz 35 derecenin üzerindeki hava sıcaklıÄını risk kabul ediyoruz. Vücutta aÅırı sıvı ve mineral kaybı oluyor, eÄer bu yeterince yerine konulamazsa kanın konsantrasyonu, pıhtılaÅma eÄilimi artıyor ve böylece inmelerde bir artıŠoluyor. Bu tamamen sıvı azalmasına baÄlı kanın kıvamının artmasıyla ilgili bir Åey. Hissedilen sıcaklık farkının etkisi de burada söz konusu. AÅırı bunaltıcı, terleten, bitkin düÅüren çok nemli ortamda inme riski daha fazla.” dedi.
Sıcaklık artıÅı kadar olmasa da soÄuk havaları da bir risk faktörü olarak nitelendiren ÃzkardeÅ, düÅük sıcaklıkta sempatik sinirlerin uyarıldıÄını, bunların da kalp üzerinde baskı oluÅturarak ritim bozukları meydana getirdiÄini ve pıhtı atarak inmeye neden olabildiÄini anlattı.
Ä°nme vakaları açısından risk grubunda olan 65 yaŠüstündekiler, hamileler ve 16 yaÅından küçüklerin, saÄlıklarını korumak için özel önlemler almaları gerektiÄini vurgulayan ÃzkardeÅ, bu önlemleri Åöyle sıraladı:
“Su çok önemli. Sıcak havalarda sıvı kaybı aÅırı olduÄu için bunu yerine koymak gerekiyor. Kan konsantrasyonunun yoÄunluÄunu tekrar normal hale getirmek için bol sıvı almak gerekiyor. AÅırı sıcaÄa maruz kalmamak, en azından yaÅanılan, çalıÅılan yerlerin sıcaklık olarak makul olmasını saÄlamak çok önemli. Maden suları mineral içeriklerinden dolayı tüketilebilir ama önceliÄi suya vererek günde en az 2 litre su tüketmek gerekiyor.”
ÃzkardeÅ, iklim deÄiÅikliÄinin ölümle sonuçlanmayan hastalıkları da tetiklediÄine dikkati çekerek, özellikle yüz felci vakalarının görülme sıklıÄının arttıÄını, sıcaklıkların artmasıyla iliÅkilendirilen diÄer hastalıÄın da Multipl Skleroz (MS) olduÄunu söyledi.
MS’nin, sinir iletimlerinde problemlere yol açan ve beyinle omurilikteki sinirlerin erimesine neden olan bir hastalık olduÄunu, bu hastaların aÅırı sıcaklara maruz kalmalarının semptomları artırabileceÄini dile getiren ÃzkardeÅ, bu kiÅilere güneÅ altında uzun süre kalmaktan kaçınmaları, serin ortamlarda bulunmaları, ılık duÅ almaları ve sıvı tüketimine özen göstermeleri tavsiyesinde bulundu.
Ä°klim deÄiÅikliÄinin neden olduÄu aÅırı hava olaylarının migren krizlerini tetikleme potansiyelinden de bahseden ÃzkardeÅ, “Ãzellikle aÅırı sıcaklıklara, güçlü esintilere veya sıcaklıkta ani düÅüÅlere maruz kalmak migren ataklarının sıklıÄını artırabilir. Bu nedenle, migren hastalarının da hava koÅullarına dikkat etmeleri gerekmektedir.” diye konuÅtu.
ÃzkardeÅ, sözlerini, “Tüm saÄlık riskleri göz önünde bulundurularak, iklim deÄiÅikliÄinin saÄlık politikalarında ve bireysel saÄlık pratiÄinde daha fazla dikkate alınması gerekiyor. Hastaların bilinçlendirilmesi ve uygun önlemlerin alınması, iklim deÄiÅikliÄinin saÄlık üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmede önemli bir adım olacaktır.” diyerek tamamladı.