Adil Öksüz’ün kaçmasına yardım eden Cihat Yıldız’ın savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı. Yakalandığında polise ağabeyinin kimliğini verdiğini itiraf eden Yıldız, hakkında ifade veren kişiyi tehdit ettiği iddiasına da yanıt verdi. Yıldız, darbe girişiminin gerçekleştiği gün nerede olduğuyla ilgili de bir iddiada bulundu.
NERELERDE KALDIĞINI AÇIKLAMADI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde şüpheli Cihat Yıldız, ailesinin İstanbul’da yaşadığını, kendisinin ise ailesinden ayrı 7 yıldır farklı adreslerde ikamet ettiğini ancak bu adresleri hatırlamadığını söyledi.
Kaldığı yerler hakkında bilgi vermek istemediğini ifade eden Yıldız, “2000’de öğretmenlik yaparken Eskişehir’de evlendim. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ise sağda solda takıldım. Kod ismim ya da bir lakabım olup olmadığı konusunda cevap vermek istemiyorum. Hakkımda çıkartılan yakalama kararından, ailemin bilgi vermesi üzerine haberdar oldum. Onlara kimin haber verdiğini bilmiyorum. Bana emniyetten aradıklarını söylemişlerdi. Ben de bunun üzerine kendimi gizleme yoluna gittim. Yakalanmak da istemediğimden bugüne kadar teslim olmadım.” dedi.
POLİSE AĞABEYİNİN KİMLİĞİNİ VERİP KAÇMAYA ÇALIŞMIŞ
Polise ağabeyinin kimliğini verdiği ortaya çıkan Yıldız, “16.08.2024 günü ilk kez yakaladığımda, üzerimde ağabeyim olan Mustafa Yıldız’ın kimlik belgesini ibraz ettiğim doğrudur. Çünkü hakkımda yakalama kararı olduğunu biliyorum ve bu şekilde yine kaçmayı sürdürmeyi düşünüyordum.” ifadelerini kullandı.
Yıldız, savcılıktaki ifadesinde şunları söyledi:
“Yakalandığım gün Esenyurt’ta yürüyordum. Öğle namazına gidememiştim. Yakında bir cami de yoktu. Rastlantı sonucu orada beklemekte olan beyaz renkli aracın yanına gittim. Araç içerisinde sürücü kısmında oturan kişiye yakın bir cami olup olmadığını sordum, o da istersem camiye bırakabileceğini söyledi. Bu şekilde yola çıktık. O sırada yine tanımadığım bir kişi daha vardı. Ahmet Hızal isimli kişiyle ilk kez orada rastlantısal şekilde görüştüm. Daha önceden tanımıyorum. Arabayı kullanan Adem isimli kişiyi daha önceden tanımıyordum. Sonra bir süre arabayla gittik. 1 kilometre gittiğimizde ben sol tarafta bir cami gördüm. Şoför o tarafa dönemeyeceğini söyledi. Yol üzerinde başka bir yere bırakmayı teklif etti. İleride çevirme olduğunu gördüm. Öğle namazı geçiyor diye diğer kişi ile beraber yürüyerek camiye gitmek için araçtan indik. Bu sırada polis memuru bizi çağırdı, biz de yanına gittik. Yakalanmam bu şekilde gerçekleşmiştir.”
“ARAÇTAKİ DİĞER KİŞİLER İÇİN DE YAKALAMA KARARI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”
Şüpheli Cihat Yıldız, polise yakalandıktan sonra kaçma girişiminde bulunmadığını, araçtaki diğer kişiler hakkındaki yakalama kararından da haberi olmadığını ve rastlantı sonucu aynı araçta yakalandıklarını iddia etti.
FETÖ’yle irtibatlı olduğu gerekçesiyle kayyum atanan şirketlerdeki kaydına ilişkin Yıldız, şunları söyledi:
“Ticari faaliyetlerim kapsamında ortak olduğum 2013’te ortaklığımı sonlandırdım. Bank Asya’ya, o tarihlerde batırılmasını uygun görmediğimden ve hukuksuzluk olarak gördüğümden 2014’te para yatırdığım doğrudur. Herhangi bir talimatla yapmadım. ByLock programını kullanmadım ancak telefonuma kurup kurmadığımı hatırlamıyorum.”
HAKKINDA İFADE VEREN KİŞİYİ TEHDİT ETTİĞİ İDDİASI
FETÖ’nün sözde üst düzey yöneticisi Mehmet Hanefi Sözen’i tanıdığını belirten Yıldız, örgütün mahrem yapılanmasında görev yaptığı yönünde beyanda bulunan Pehlül M’yi de tanıdığını ancak bu ifadesini kabul etmediğini söyledi.
Haziran 2019’da karşılaştığı Pehlül M’yi tehdit ettiği iddiasını da reddeden Yıldız, “15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir kez Başakşehir’de evinin yakınında karşılaştık. Konuştuk ancak evine gidip gitmediğimi hatırlamıyorum. ‘Malımıza mülkümüze el konulmuş ne yapmamızı beklersin? Sessiz mi kalacaktık?’ şeklinde bir söz söylemedim. Tamamen palavradır.” diye konuştu.
FETÖ’nün Hava Kuvvetleri yapılanmasında görev yapanlardan sorumlu olduğu yönündeki Davud Ş’nin ifadesini de kabul etmeyen Yıldız, bu kişinin daha önce çalıştığı okulda müdür olarak görev yaptığını, birkaç kez de evine de gittiğini belirtti.
Yıldız, kendisi hakkında beyanda bulunan Adem S, Yunus Emre T, Sinan K’yi ise tanımadığını öne sürdü.
Öğretmenlik yaptığı okulların FETÖ ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatıldığını bildiren Yıldız, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün 19.00’a kadar Bursa’da olduğunu ileri sürdü.
NE OLMUŞTU?
FETÖ’nün firar ve güncel yapılanması içerisinde faaliyet gösteren kişilere yönelik çalışmalarda, Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürlüğünün uygulama noktasında durdurulan araçtan kaçmaya çalışan şüpheliler Cihat Yıldız ve Ahmet Hızal takip sonucu yakalanmış, araç sahibi Adem Bora ise ikametgahında gözaltına alınmıştı.
Yıldız’ın, FETÖ’nün TSK imamı olarak bilinen Adil Öksüz ile bağlantılı olduğu, Öksüz’ün 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Üsküdar’da saklandığı evde bir hafta yanında kaldığı ve Öksüz’ü evden alarak Rüştü kod isimli örgüt üyesiyle bir araçla kaçmasına yardım ettiği belirlenmişti.
Adil Öksüz
Örgütün kriptolu haberleşme uygulaması ByLock kullandığı tespit edilen Yıldız’ın, örgüte iltisaklı kurumlarda öğretmen olarak çalıştığı ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan 8 yıldır arandığı ortaya çıkmıştı.
Yıldız ile aynı araçta yakalanan Ahmet Hızal’ın da örgütün askeri mahrem yapılanması içinde faaliyet gösterdiği ve Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli örgüt üyesi askeri personellerden sorumlu doktor konumunda olduğu, öğretmenlikten ihraç edildiği belirlenmişti.
Şüpheli Adem Bora’nın ise Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde binbaşı rütbesindeyken Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildiği ve “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne” üye olma suçundan işlem gördüğü öğrenilmiş, örgütün güncel yapılanmasında aktif rol aldığı anlaşılan Bora’nın firari örgüt üyelerine barınma imkanı sağladığı tespit edilmişti.
Cihat Yıldız, Ahmet Hızal ve Adem Bora, hakimlik sorgularının ardından tutuklanmıştı.
(AA)