İzmir Körfezi’ndeki kirlilik ve balık ölümleri Türkiye’nin gündeminden düşmüyor. Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında kirliliğe çözüm bulunması konusunda da yetki tartışması yaşanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir Körfezi’ndeki kirliliğe karşı 14 maddelik eylem planı açıkladı. En önemli tedbir arıtma tesislerinin tam randımanlı bir şekilde çalıştırılması olurken, körfezin doğal akıntı sistemine destek olacak arıtmanın bir yıl içinde denizdeki oksijen seviyesini yükselteceği belirtiliyor. İzmir’de bakanlık tedbirler kapsamında çalışma yaparken İzmir Büyükşehir Belediye başkanı Cemil Tugay körfezdeki kirlilikle ilgili ”Zahmet olacak ama devlet, İzmir Körfezi’ne müdahale etsin” açıklaması yaptı. İzmir’de denizdeki kirlilik sorununun çözümünü; bugüne kadar oluşturulan pek çok bilimsel ekipte yer alan Türkiye Bilimler Akademisi Çevre Biyo-çeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar’a sorduk.
* Kıyıların, körfezlerin temizlenmesi konusunda esas sorumluluk kimdedir?
Bütün dünyada bu tür çalışmalar belediyeler tarafından yapılır, bakanlık da denetler. Üç hafta önce Londra’da şehir suyu nehre arıtılmadan verildiği için Türk Lirası ile yaklaşık 5 milyara denk gelen bir ceza kesildi. Bu çok ağır bir ceza. Bizim İzmir’de belediyeye aynı kapsamda bir şey için 1 milyon 800 bin TL ceza kesildi. Arada çok büyük bir fark var. Belediye Başkanı Cemil Tugay daha önce dedi ki, “Benim ceza kesme yetkim yok.” Senin görevin temizlemek, ortama temiz su sağlamak. Fabrikalardan her gün gidip örnek alması gerekiyor. 30-40 çevre mühendisi istihdam et düzenli olarak fabrika çıkışlarından örnek alıp denetle. Bakanlığa bildir, eğer onlar gereğini yapmazsa halk şikayet et.
* İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şimdi yaptığı açıklama, “Bir zahmet gelip temizlesinler.” Bir zahmet sen önce temizlik yap. 2007’den bu yana Körfez kötüleşecek diye uyarıyoruz. 2020’de Tunç Soyer’e mektup yazdım hem kuraklık hem kirlilikle ilgili uyardım. Çalıştay önerisinde bulundum ama hiçbir şey yapılmadı. Yapılmadığı gibi denize arıtılmamış sular basılmaya devam etti. Sonra kirliliği sintine sularına bağlayan açıklamalar yapıldı. Bu olmaz. Bu kadar mı uzaksınız körfeze? Yıllardır anlatıyoruz. 2002 yılında Çiğli ve diğer arıtmalar devreye girdi. 2003 yılında Göztepe’ye kadar olan bölüm yüzülebilir hale geldi. Kirliliği kestiğin anda bir anda masmavi oldu.
* Sonra ne oldu?
Ahmet Priştina’nın vefatından sonra her şey eskiye döndü. Daha sonraki başkanlardan randevu bile alamadık. Cemil Tugay ve yanındakiler İzmir tarihini de bilmiyorlar. Başkan “1965’te başlayan kirlilik” diyor. İzmir Körfezi’nde 1930’lu yıllarda kirlilik tespit edilmeye başladı. 1931 yılından bahsediyoruz o zaman ki tedbirler 14 yıllık belediye bütçesine denk geldiği için bir şey yapamıyorlar. 1955’te ilk defa plankton patlaması, balık ölümleri oluyor. 1965’ten başlıyor demek çok talihsiz bir açıklama.
* Çözüm nedir?
1975 yılından beri biz bu körfezi çalışıyoruz. Şimdi yönetim bilimden son derece uzak. Biz seçimden önce de uyardık çok büyük bir sorumluluk var. Birincisi Körfez’de kirlilik. Diğeri de su kıtlığı. Hiçbirinin hiçbir şekilde bunlarla ilgili yok. Bakanlıkla ne ilgisi var bunun. Sen yapacaksın. Bakanlık sana su kıyağı geçiyor, ceza kesmiyor. Ben olsam her gün ceza keserim. Söylenenlerin bilimle hiçbir alakası yok. Yapılması gereken çok basit bir şey var; arıtmaları çalıştırmak. Onun dışında körfeze dokunmaya gerek yok bir yılda masmavi olur.
[email protected]
Kaynak: Web Özel