Olasılıksız’ın yazarı Adam Fawer sıradaki kitabı için Ä°stanbul müjdesi verdi

“Olasılıksız”, “Empati” ve “Oz” adlı kitaplarıyla tanınan yazar Adam Fawer, yeni kitabı “Mobius”u Türkçe olarak okurlarla buluşturdu.

New York’ta yaşamını ve çalışmalarını sürdüren Fawer, Pennsylvania Üniversitesi’nde lisans ve lisansüstü derecelerinin ardından, Stanford Graduate School of Business’da MBA eğitimini tamamladı.

Kariyeri esnasında Sony Music, J.P. Morgan ve son olarak da About.com gibi çeşitli şirketlerde çalışan Fawer’in ilk kitabı “Olasılıksız” 18 dile çevrildi ve “En Ä°yi Ä°lk Roman” dalında 2006 International “Thriller Writers Ödülü”nü kazandı.

D&R Kitap Fuarı’nın konuk yazarı Fawer, Türk okurların ilgisinin kendisini motive ettiğini belirterek, “Türk okuyucularımın tepkileri bana ilham veriyor” dedi. Uzun bir aradan sonra yeniden Türkiye’de olmaktan mutluluk duyan Fawer, “Mobius” ile Türk okurlarıyla yeniden buluşmaktan heyecan duyduğunu paylaştı. Yeni kitabında bir Türk karakterin yer alacağı ve Ä°stanbul’un da hikayenin bir parçası olabileceği müjdesini veren yazar, Türk kültürünün derin etkisini vurguladı.

FAWER’IN KADERLE BAĞLANTISI

April Yayıncılık’tan çıkan yeni romanı için Ä°stanbul’da imza etkinliklerinde okurlarıyla bir araya gelen Fawer, AA muhabirine yazarlık hayatına ve çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunmuştu.

Fawer, çalışma ve özel hayat ayrımı yapmadan 20 yıl boyunca start-up ekosisteminde çalıştığını, bu tercihinin kaderle bağlantısını okura aktarmak istediğini söyledi.

“Hoşuma gitsin ya da gitmesin önümdeki yarım saat boyunca orada oturup yazıyorum”

Yeni kitabı “Mobius”ta zamanda yolculuk temasını ele alan yazar, okuyucuları sıkmayan bir anlatım tarzı geliştirdiğini dile getirerek, akışı bozan uzun açıklamalarla okuyucuyu yormadığını, karakterle beraber okurun da aynı soruyu merak etmesini sağlamaya çalıştığını ifade etti.

Adam Fawer, kitaptaki ilham noktalarına değinerek, “Hayatınızın sorumluluğunu almak zorundasınız. Kitabımı oluşturan ilham gerçekten kendi hayatımdan ve ailemden, start-up sürecimden, kendi mücadelelerimden ve her zaman birinde ya da diğerinde başarısız olduğumu hissetmemden geliyor. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Bunun üzerinden zamanda yolculuk teması iyi uyuşuyordu.” dedi.

Yazma sürecinde zorluklarla mücadele etmenin rutinlere bağlı olduğundan bahseden ABD’li yazar, “Demek istediğim yazarken bir günü dahi asla atlamamak. Bir rutine sahip olmayı sevmemin bir nedeni de bu. Egzersiz gibi. Canınız çekmese bile spor salonuna gitmek zorundasınız. Hoşuma gitsin ya da gitmesin önümdeki yarım saat boyunca orada oturup yazıyorum. Bu beni söyleyecek bir şey bulmaya zorluyor.” diye konuştu.

“Yeni romanımı Türk okurlarıyla buluşturmak harika hissettiriyor”

Fawer, yazma rutinlerinin son zamanlarda değiştiğini dile getirerek, “Yapmayı sevdiğim şey günde 2 saat, 30 dakikalık aralıklarla çalışmak. En büyük rutinim bloklar halinde yazmak. Kendime zaman ayırıyorum. Sonra molalarımda satranç oynuyorum. Yeni romanımı Türk okurlarıyla buluşturmak harika hissettiriyor. Yaptığım iş için takdir edilmek çok hoş. Bu benim için dünyalara bedel, çok gurur verici ve hayatımdaki en özel şeylerden biri.” ifadelerini kullandı.

Henüz 6 yaşında bağışıklık problemi yüzünden hasta olduğunu aktaran Fawer, şunları kaydetti:

“Çocukken çok hastaydım ve görme yeteneğimin çoğunu kaybettim. Hastanelerde geçen çocukluğumun bir bölümünde etkili bir şekilde kördüm. Kitapları kasetten dinlerdim. 1970’li yıllarda görme engelliler için sesli özel kitaplar vardı. Kapana kısılmıştım ve bu yüzden hikayelere aşık oldum. Bir hastane yatağında sahip olduğum tek şey hikayeydi. Benim kahramanlarım hikaye anlatıcıları yani yazarlar oldu. Çok ünlü bir yazarın çok ünlü bir kitabını okudum ve saçmalık olduğunu düşündüm. ‘Bundan daha iyisini yazabilirim’ demiştim.”

Fawer, kitaplarının ilgisine dair de, “Olasılıksız’ın çok satmasının sebepleri, kader, kuantum ve özgür iradenin işin içinde olmasından kaynaklanıyor. ‘Empati’ ve ‘Oz’ da ‘Olasılıksız’ çok beğenildiği için sattı. ‘Mobius’ ise aslında yeni bir şey başlatacak bizim için. Çünkü tam bir ‘Olasılıksız’ denginde ya da onu aşan bir hikayeyle karşı karşıyayız.” açıklamasını yaptı.

 

Yorum yapın