Fenerbahçe BaÅkanı Ali Koç, iÅ insanı Murat Ãlker’e röportaj verdi. Koç, Ãlker’in Fenerbahçe, spor ve iÅ dünyasına iliÅkin sorularına yanıt verdi:Â
1. Bugün itibariyle Ali Koçâun Fenerbahçeli imajından memnun musun? Yoksa 2018âde baÅlayan BaÅkanlık sürecini âkeÅke hiç yaÅamasaydımâ dediÄin oluyor mu? Futbolun bu kadar içine girdiÄinize piÅman mısın? Fenerbahçe BaÅkanlıÄı sana neler kattı, neye mal oldu?
Hayat, keÅke diyecek kadar uzun deÄil. Fenerbahçe için yaptıklarımdan bir gün piÅmanlık duymadım. Allah bana Fenerbahçe Spor Kulübü BaÅkanlık makamını nasip etti; bu makamda oturuyorsanız âkeÅkeâ deÄil âiyi kiâ dersiniz.
Fenerbahçe BaÅkanı iseniz, zaten futbolun içine sonuna kadar girmek zorundasınız. Bu konuda piÅmanlıÄım deÄil, üzgünlüÄüm var. Ãzgünüm; zira Türk futbol iklimi ne yazık ki hem daha kötüye gidiyor hem de kutuplaÅan bir toplumun daha da kutuplaÅmasına sebep oluyor.
Ãzgünüm, çünkü BaÅkanlık dönemimde göz göre göre pervasızca Fenerbahçeânin hakkı yendi. Türk futbolundaki adaletsizlik ve haksız rekabetin boyutu artık herkes için aÅikar.
Fenerbahçe BaÅkanlıÄı bana hem pek çok Åey kattı hem de pek çok Åeye mal oldu, detayları bu röportaja sıÄmaz!
2. Bir süredir Fenerbahçe maçlarında görünmüyorsun, sözcü olarak da ortalarda yoksun. Bu yeni bir strateji mi, yoksa�
Bu sezon tüm maçları izliyorum. Bazen iÅlerimin yoÄunluÄu sebebiyle katılamadıÄım maçlar oluyor, fakat bu sezon mümkün olduÄunca içerideki ve dıÅarıdaki maçlara katılım saÄlıyorum.
Artık bu sezon Acun Bey, futboldan sorumlu yönetici olarak sözcülüÄümüzü üstlendi. Medya sektöründeki deneyimiyle bu anlamda bize oldukça faydalı oluyor ve daha çok onu görüyorsunuz. Yeri geldiÄi ve gerektiÄi zaman tabii ki ben de konuÅacaÄım.
3. Fenerbahçe sizin baÅkanlıÄınız sırasında baÅta Basketbol olmak üzere sporun nerdeyse her dalında baÅarıdan baÅarıya koÅtu. Bu baÅarılar bize yetiyor mu? Amaç tabii futbolda Åampiyonluk. Bu bir tür takıntımız mı? Yoksa bunu kaÅıyan spor kamuoyu mu? BaÅarıyı sadece futbol ligi ÅampiyonluÄu olarak mı görüyorlar?
Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, âDünyanın en büyük spor kulübüâ mottosunu kullanıyoruz. Faaliyet gösterdiÄimiz tüm branÅlarda, olması gerektiÄi gibi, ÅampiyonluÄu hedefliyor ve bunda da çoÄu zaman muvaffak oluyoruz. Dünyada bizim kadar çok amatör branÅı ve bu branÅlarda istikrarlı bir Åekilde üst düzey baÅarısı olan bir spor kulübü daha olduÄunu düÅünmüyorum.
Ãlkemiz adına son üç olimpiyata en çok sporcu yollayan kulübüz.
Futbolda baÅarı olmadıÄı zaman ne yazık ki diÄer branÅlardaki baÅarımız yeterince deÄer görmüyor. DiÄer bir deyiÅle, hiçbir branÅta olmayan, olimpiyatlara çok sınırlı katkı saÄlayan bir kulüp futbolda baÅarı saÄladıÄı zaman çok baÅarılı kabul edilebiliyor. Kısacası, ülkemizde futbolda baÅarılı iseniz yeterli oluyor.
Aslında, futbolumuzdaki son 5 ve 10 sezon istatistiklerine baktıÄınız zaman Fenerbahçe gayet baÅarılı ve bu istatistiklere raÄmen ÅampiyonluÄu yoksa iÅte bu durum bahsettiÄim haksız rekabetin diz boyu olduÄu futbol iklimimizden kaynaklanıyor.
4. Daha önce de Fenerbahçeâde Yönetim Kuruluânda yer aldınız ama son 7 yıldır Avrupaânın sayılı büyük kulüplerinden, büyük bir tarihe sahip Fenerbahçeânin baÅkanlıÄını yapıyorsunuz. Spor kulübü liderliÄi ile iÅ dünyası liderliÄi arasındaki büyük farklar ve benzerlikler nelerdir? Hangi alanda daha fazla duygusal zeka hangisinde ise stratejik akıl gerekiyor?
Spor Kulübü ve iÅ dünyası liderliÄi arasında pek çok benzerlik olduÄu gibi siyah-beyaz kadar farklılıklar da vardır.
Futbol dünyası iÅ dünyasına nazaran çok daha dinamik ve günlük anlamda deÄiÅken. Bununla beraber ülke nüfusunun çoÄunluÄunun ilgi ve dolayısıyla takibinde olduÄu için büyük taraftar kitlelerine sahip kulüplerin baÅkanları ve yöneticileri siyasette bile görülmeyen bir baskı altındadır.
Milyonlar ile ifade edilecek eÅsiz bir taraftar gücüne sahip olmanın büyük avantajları olmakla beraber yanında çok büyük sorumluluklar barındırmaktadır. Yani Åirketler sadece hissedarlarına hesap verirken bizler milyonlara hesap veriyoruz.
Ä°stikrarlı ve sürdürülebilir baÅarı için her iki alanda da saÄlam ve saÄlıklı finansal yapıya sahip olmak ve efektif marka yönetimi bence en önemli benzerliklerdir.
Duygusal zeka bence son derece önemli ve deÄerli bir kiÅilik özelliÄidir ve hayatın her alanında doÄru kullanımı çok büyük fayda ve avantaj saÄlar.
5. Kadın futbolu hakkında ne düÅünüyorsunuz, planlarınız nelerdir? Türkiyeâde futbol kulüplerinin daha iyi yönetilmesi mümkün mü? Ä°Åin felsefesi mi eksik, organizasyon mu bozuk, süreçler mi bozuk; ya da hepsi düzgün de sorun toplum mu?
UEFAâya göre orta ve uzun vadede Avrupa futbolunda en büyük büyüme ve geliÅim kadın futbolunda yaÅanacak. Bu baÄlamda, kadın futboluna yatırım ve taraftar ilgisi olaÄanüstü bir Åekilde arttı. Ancak bu alanda en geliÅmiŠülkelerde bile hala ekonomisi zayıf.
Ãlkemizde de kadın futbolunun ufak ufak geliÅmesi çok sevindirici.
Türkiyeâdeki kulüplerin iyi yönetilmediÄi aÅikar, daha iyi yönetilmesi ise son derece mümkün. Ancak, bunun gerçekleÅmesi için tüm ekosistemin ve paydaÅlarının topyekün deÄiÅmesi ve geliÅmesi gerekir. Mevcut sistemin tüm kademelerindeki çarpıklıkları ne yazık ki herkesi son derece olumsuz etkiliyor.
Türkiyeâde kulüplerin daha iyi yönetilmesi konusunda ise meseleyi sadece kulüpler olarak deÄerlendirmek bize hata yaptırır. Ãlkemizde topyekün bir spor yapılanması yapmak gerektiÄi kanaatindeyim, liyakat bu anlamda parolamız olmalı. BaÄımsız Federasyonlar, baÄımsız yöneticiler ve en önemlisi sporun içinden gelen kiÅilerin görevlendirilmesi ve sabırla istenilen kurumsal seviyelere ulaÅılabilmesi hedeflenmeli. Bu hedefe ulaÅmak için devletimizin de iÅin içinde olacaÄı 10 yıllık bir yol haritası belirlenmeli ve sabırla uygulanmalı.
6. 2018âde ilk kez baÅkanlık koltuÄuna oturduÄunda geleneksel Fenerbahçe deÄerleri ile çaÄın gerektirdiÄi yeni yönetim deÄerleri arasında bocalama yaÅadın mı? Bir yandan kulübün kültürel mirasını korurken uygulamak istediÄin yenilikçi yaklaÅımlar konusunda nasıl denge kurdun? Bu konuda hangi liderlik becerileri öne çıktı?
Fenerbahçeânin deÄerleri son derece çaÄdaÅ ve ileri görüÅlüdür. Dolayısıyla çaÄın gerektirdiÄi yeni yönetim deÄerleri ile çeliÅki yaratacak bir durum söz konusu deÄildir.
Kulübümüzün kültürel mirasını korumak her Fenerbahçelinin görevi ve sorumluluÄudur. Mirasımızı korumak yenilikçi yaklaÅımların uygulanmasına bir mani deÄildir. Zaten en beÄendiÄim mottolardan biri âgeçmiÅine sahip çıkmayanlar geleceÄini de risk ederlerâ.
7. Futbol kulüplerinin gelirleri ile giderleri arasında büyük farklar var. Ä°nanılmaz derecede hesapsız kitapsız borçlanma var. Normal bir iÅletme böyle borçlansa iki güne batar. Siz bu mali disiplini nasıl saÄladınız? Zor oldu mu? Bu konuda tüm kulüpler için yapılması gerekenler nelerdir?
Mevcut durumda, Fenerbahçeânin futbol operasyonlarının gelir gider dengesi aslında çok saÄlıksız deÄildir. Faaliyet karı seviyesinde kesinlikle denge vardır. Fakat, geçmiÅten gelen aÄır finansal borçların yarattıÄı faiz yükü eklenince vergi öncesi kar seviyesinde büyük zararlar söz konusudur.
SaÄ olsun devletimiz kulüplerimize yardımcı olmak için muhtelif bankaların içinde bulunduÄu bir borç yapılanmasına öncülük etti. Bu anlaÅmaya göre her gelirimizin %50âsi bankalara gidiyor ve takdir edersiniz ki kulüplerin günlük ihtiyaçlarını karÅılaması ve sezon boyunca taahhütlerini yerine getirmesi çok daha güçleÅti. Bu yapılanmaya göre de %50 faiz ödüyoruz ki, bunu sürdürebilmek çok zor.
Evet, geçmiÅte çok hesapsız kitapsız borçlanmalar yapılmıÅ, buna ilgili merciler de müsaade etmiÅ. Bu duruma zamanında müsaade edilmeseydi süreç hiç bu noktaya gelmezdi. Yani sadece kulüpler sorumlu deÄil. Bugün çok daha net ve keskin kurallar ve süreçler var. Biz kulüp olarak daha disiplinli davranıyoruz, davranmak durumundayız. Ãok zor oldu, olmaya da devam ediyor.
Ancak unutulmaması gereken önemli bir unsur da son 6 yılda futbol ekonomisini derinden ve olumsuz bir Åekilde etkileyen yayın gelirlerinin 500 milyon dolardan 96 milyon dolara düÅmesi, TLânin durumu, faizlerin artması, verginin %15âten %40âa çıkması, Spor Toto gelirlerinin olaÄanüstü düÅmesi ve pandemi kulüplerin kontrolü dıÅında geliÅen unsurlardır. Bu etkenler kesinlikle göz ardı edilmemeli.
8. Takıma teknik direktör seçmekle Åirkete CEO seçmek aynı Åey mi? Ya da iÅ yerine çalıÅan seçmekle takıma oyuncu seçmek aynı mı? Nedir bu seçimleri yaparken temel ilkeleriniz?
Tabii ki deÄil, hatta çok, çok farklı. Aradaki farklar saymakla bitmez, dolayısıyla burada detaylarına girmeyeceÄim.
Teknik Direktör ve takıma oyuncu seçmek süreçlerinde çok daha fazla data ve istatistik ve görsel analizler kullanılıyor.
Gelelim Åimdi Aile konusunaâ¦
9. Koç Ailesi birbirine oldukça baÄlı ve bence tam bir Anadolu ailesi, siz bu konuda Vehbi Beyâin deÄerlerini korumaya özen gösteriyorsunuz. Yeni kuÅakların bu deÄerlere baÄlılıÄı konusunda sorunlar yaÅıyor musunuz, tavsiyeleriniz nelerdir?
Biz, evet, sizin de söylediÄiniz gibi birbirine ve geleneklerine baÄlı olarak yaÅamaya devam eden bir aileyiz. Dünya deÄiÅiyor, dünya deÄiÅtikçe insanlar da deÄiÅiyor. DeÄiÅim hepimiz için kaçınılmaz bir unsur fakat deÄiÅirken kültürel ve geleneksel erozyona uÄramamak hepimiz için temel ilkeler olmalı. Yeni kuÅak elindeki bir telefonla, tabletle ya da bilgisayar aracılıÄıyla tüm dünya kültürlerini tanıma imkanına sahip. Bu büyük bir zenginlik olduÄu kadar kontrol edilmediÄi takdirde kiÅiyi kendi kültüründen uzaklaÅtırması mümkün olan bir tehlike.
Kültürel zenginlik insan geliÅimi için sınırsız bir kaynak. Bunun avantajlı yönleri olduÄu kadar dezavantajları da var. Bir defa unutmamamız gereken en temel ilkeler vatanını, milletini ve bayraÄını sıkı sıkı korumak, sahiplenmek.
Kendinize bir yol gösterici arıyorsanız o yolu Mustafa Kemal Atatürkâün izinden giderek bulabilirsiniz. Umudunuzu kaybetmeyin ve kendinizi geliÅtirin. Ãzel yeteneklerinizi keÅfedin yeni Åeyler denemekten korkmayın, baÅarısız olmanın öÄrenme sürecinin bir parçası olduÄunu unutmayın.
10. Atlantikâi geçerken babanız Rahmi Beyâin yanında olmayı istediniz, aklınız onda kalacaÄına risk almayı seçtiniz. 21 günlük bu süreci hatırladıÄında, 21 gün sana uzun gelmedi mi? Ben sizden yıllar sonra 9 günde geçtim, bu sürede bile zorlandım. Ama çok eÄlenceli olmasa bile öÄretici idi. Siz bu süreçte neler öÄrendiniz.
Ben bu seyahate niye gittim? Bir daha git deseniz gitmem. Bir süre sonra balinalar bile sıkıcı geliyor. Ben Babama çok düÅkündüm, hala da öyle. O zaman iletiÅim Åimdi olduÄu gibi deÄil telefon yok bir Åey yok. 21 gün denizde ne oluyor, nasıl oluyor haber alamıyorsun. Dedim ya ben burada kalıp merak edeceÄim ya da yanında olup ne yaÅayacaksak beraber yaÅayacaÄız. Aklımın babamda kalmasındansa onunla birlikte olmayı tercih ettim. Benim için son derece ilginç ve güzel bir tecrübe olmuÅtu o seyahat.
Bu seyahatte özellikle disiplinli olmayı öÄrendik. Teknedeki herkesin bir vazifesi ve bu vazifeleri yerine getirmenin belli saatleri vardı. Ancak öÄrendiÄim en önemli Åey; denizle Åaka olmayacaÄı!
Ä°Å Hayatınız ve Koç Holding hakkında konuÅacak olursak
11. Koç grubu oldukça kurumsal yönetilen bir holding ve yine kurumsal yönetilen Åirketlerden oluÅuyor. Hem Holdingâde baÅkan vekili olarak çalıÅıyor, hem de birçok koç Åirketinde yönetim kurulu üyesi olarak bulunuyorsun. Fenerbahçe BaÅkanlıÄı ile zaman kullanımın deÄiÅti mi? Zaman yönetimini nasıl yapmaya baÅladın, daha fazla mı delege ediyorsun, aklın arkada kalıyor mu?
2018âde göreve geldiÄimde önceliÄim Fenerbahçe idi, Holding Åirketlerindeki görevlerime daha az zaman ayırıyordum ve zaman içinde bunu dengeleyeceÄimi düÅünmüÅtüm. GeldiÄimiz nokta itibarı ile Fenerbahçe ve hala sorumlu olduÄum Åirketlere aÅaÄı yukarı aynı zamanı ayırabiliyorum.
Aile olarak 2006 yılında aldıÄımız bir karar neticesinde tüm aile fertleri günlük iÅlerden çekildik ve yönetim kurulları seviyesinde görevler aldık. Yönetim kurulu baÅkanlıÄını yaptıÄımız Åirketler birinci derecede, yönetim kurulu üyesi olduÄumuz Åirketler ise ikinci derecede sorumluluklarımızdır. Bu doÄrultuda, ben kendi iÅlerimizdeki sorumlulukları yerine getirecek zamanı kulübe raÄmen ayırabiliyorum.
Zaman yönetimindeki en önemli fark, gece geç vakitlere kadar çalıÅmak zorunda kalmamız. Neticede, en büyük zaman fedakarlıÄını ailemden ve özel hayatımdan yapmak durumundayım.
12. Gün içinde âiyi olmaâ halinize katkı saÄlayacak, iÅ ve özel hayatını dengede tutmana destek olacak âkısa bir molaâ diyebileceÄiniz kendine özel anlar yaratabiliyor musun?
Bunun için çok fazla vaktim olmuyor açıkçası. Ailemle birlikte geçirdiÄim zamanlar bana en iyi gelen, beni motive eden zamanlar oluyor.
Ä°yi olma halime en büyük katkı saÄlayacak unsur ailemle harcayabileceÄim kaliteli zaman.
Milli maç araları ise gerek özel gerekse iŠseyahatlerimi yapabilmek açısından en büyük fırsat benim için.
Gün içerisinde ise bir yerden bir yere giderken trafikte 15 â 20 dakikalık uykular faydalı oluyor.
13. Ä°Å yerinde genç yaÅlı ayrımına gerçekten inanıyor musun? Bu yeni döneme ve deÄiÅime gençlerin hazırlanması konusunda neler düÅünüyorsunuz? Ya da yaÅlıların onlarla çalıÅırken dikkat etmeleri gereken konular var mı? Neden? Bu kesimler orta veya uzun vadede vakitlerini en çok neye harcamalılar? Kendileri için yatırım yapabilecekleri en önemli konular/ yetkinlikler neler olmalı? ÃalıÅanlarınızı nasıl hazırlıyorsunuz yeni döneme?
Jenerasyon konusu hep tartıÅılıyor. Her dönemde yeni bir jenerasyon geliyor, Baby boomerâlar, xâler, yâler, zâler⦠Åu anda mesela odak Z jenerasyonunda. 2012 ile birlikte Alfalar geldi. 2025âte Betaâlar gelecek. Jenerasyon konusu her seferinde çözülmesi gereken bir problem gibi aksettiriliyor. Biz Koç TopluluÄunda konuya böyle bakmıyoruz. Bugün her 5 çalıÅma arkadaÅımızın 4âü Y ve Z kuÅaÄından.
Farklı nesiller iÅ yaÅamına, teknolojiye, hayata uyum saÄlama noktasında elbette ayrıÅabiliyor. Jenerasyonların farklı beklentileri olması hayatın olaÄan akıÅıyla uyumlu. Ãnemli olan bu beklentilere nasıl cevap verdiÄiniz, burada sorumluluk iÅverende. Åimdiki gençlerin iÅ hayatından beklentileri bizden çok farklı. Genç arkadaÅlarımız çok yetenekliler, öÄrenmeye çok açıklar, teknolojinin kalbinde doÄup büyümüŠbizden çok farklı bir nesille karÅı karÅıyayız.
Bizim jenerasyonumuzda, bir iÅe girip, o iÅi iyi öÄrenip o alanda önce uzmanlaÅmayı ve sonra o iÅin yöneticisi olmayı beklerdik. Daha sebatkar bir nesil olduÄumuzu söyleyebilirim. Onlar aynı yerde uzun süre çalıÅmak istemiyor, önce bir yerde baÅlayıp, sonra baÅka bir yerde farklı tecrübeler edinmeyi, bir süre sonra yine yer deÄiÅtirmeyi ve farklı görevlerde bulunmayı istiyor.
Her Åeyin bu kadar hızlı olduÄu, deÄiÅim ve dönüÅümün her geçen gün arttıÄı bir dünyaya gözlerini açan bir nesilden söz ediyoruz, bu açıdan ben onları haklı buluyorum. Gençlerin ihtiyaç ve beklentilerini doÄru anlamak, onlara gerekli imkan ve fırsatları yaratmak kurumların ve liderlerin her zaman ana odak alanlarından biri olmalı.
DiÄer bir konu deÄiÅen dünyaya uyum saÄlamak. Bu konu genç yaÅlı ayrımından baÄımsız herkes için geçerli. Otomasyon, yapay zeka ve dijital teknolojilerle birlikte, yaptıÄımız iÅlerin içerikleri, çalıÅma Åekillerimizi deÄiÅtiriyor. Bu aslında yeni bir durum da deÄil.
Teknolojik deÄiÅim iÅ hayatını her zaman dönüÅtürdü, insanlar iÅsiz kalmadı. Yeni beceriler kazandı. Hatırlarsınız 90âlarda bankacılık sektöründe ATMâlerin yaygınlaÅması ile birlikte tüm tahminler banka Åubelerinde çalıÅanlara gerek kalmayacaÄı, makinelerin insanların yerini alacaÄı yönündeydi. Ama ne oldu, beklentinin aksine giÅe görevlileri müÅteri temsilcilerine dönüÅtü; iÅlerinin yapısı ve içeriÄi deÄiÅti. Manuel, operasyonel aktiviteler yerini daha katma deÄerli iÅlere bıraktı. Dolayısıyla teknolojideki yıkıcı dönüÅümlerin en önemli etkisini istihdam olarak görüyorum. Gelecekte bazı iÅler tamamen yok olurken, yepyeni rol ve beceriler hayatımıza girecek. AraÅtırmalar bunu söylüyor.
Hal böyleyken âsürekli öÄrenmeâ kültürünü benimsemek kritik. ÃalıÅma arkadaÅlarımızın yeni yetkinlikler kazanmak için kendilerini sürekli geliÅtirmesi gerekiyor. EÄitim her Åeyden önce insanda bitiyor. Bu noktada Åirketlere ve liderlere de önemli bir sorumluluk düÅüyor. ÃalıÅma arkadaÅlarımızı bugünden nasıl geliÅtirebiliriz, hangi eÄitimleri vermeliyiz, ne gibi projelerde yer almalılar? Bu sorulara hazırlıklı olmak ve bunun planlarını ortaya çıkarmak gerekiyor. Koç TopluluÄuânda iÅ gücü dönüÅümünü son 5 yıldır çok ciddi bir Åekilde ele alıyoruz.
Gençlerin beklentileriyle uyumlu imkan ve fırsatlar yaratmanın, yaÅından ve tecrübesinden baÄımsız herkesin fikirlerini dile getirebildiÄi özgür bir iÅ ortamı oluÅturmanın kurumların ve liderlerin sorumluluÄunda olduÄundan bahsetmiÅtim.
Bununla birlikte kuÅakların birbiriyle uyumlanarak bir harmoni içerisinde çalıÅabilecekleri iÅ ortamını saÄlamak da gerekiyor.
Merhum Vehbi Koçâun sevdiÄim bir sözü vardır: âBaÅarı baÅkalarının geçirdiÄi tecrübelerden yararlanmaktırâ der. Gerçekten de bu böyle. Åirketlerin baÅarısında geçmiÅteki tecrübelerin deÄeri baÅka bir Åeyle mukayese edilemez.
Yılların getirdiÄi bilgi birikimi, geçmiÅte birçok kriz ve sorunla baÅa çıkmıŠolmak, süreçlere hakimiyet, önemli iÅ baÄlantıları, daha çok sayabilirim.
Dolayısıyla buradaki deneyimi ve bilgi birikimini genç nesillere aktarmak, onlara birer rehber olmak açısından tecrübeli arkadaÅlarımızın organizasyonda önemli bir yeri var.
14. Yönetim Kurulundan ne fayda görüyorsunuz? Tek baÅınıza olsan neleri deÄiÅtirirdin? Yönetim Kurulu performansı nasıl ölçülmeli?
Yönetim Kurulu var, yönetim kurulu var! Batıda özellikle Amerikaâda yönetim kurullarının oluÅumu ve iÅleyiÅi Åirketlerin baÅarısında büyük rol oynar. Bazı kültürlerde ise yönetim kurulları sembolik oluÅturulur, sembolik toplanırlar ve pek fazla katkıları olmaz. Aslında, yönetim kurullarının oluÅum Åekli ve iÅleyiÅ tarzı biraz Åirketin gerçek anlamda ne kadar kurumsallaÅtıÄına bir iÅarettir.
Dolayısıyla, bazı yerlerde yönetim kurulları büyük katma deÄer yaratır, bir baÅka yerde ise hiçbir etkisi olmayabilir.
Yönetim kurulu performans ölçümü hiç de kolay deÄildir. Buradaki temel gösterge Åirketin genel baÅarısıdır.
15. Sence baÅarılı ve baÅarısız Åirket nedir? Bu Åirketlerin en göze çarpan özellikleri nelerdir?
BaÅarılı bir Åirket olmak, topluma fayda saÄlamayı hedefleyen bir vizyonla baÅlar. Bu vizyon, yalnızca Åirketin hedeflerini deÄil, aynı zamanda çalıÅanların ve paydaÅların çıkarlarını da gözetmeli. DeÄiÅime ve dönüÅüme açık, dinamik bir yapıya sahip olmak da gerekiyor. GeçmiÅte inovasyonlara ayak uyduramayan ve deÄiÅime direnç gösteren birçok Åirketin bugün operasyonlarına son verdiÄini görüyoruz.
Tüm paydaÅların aynı çatı altında birleÅmesi ve bu vizyona yönelmesi için güçlü bir Åirket kültürü en önemli anahtar. Bu noktada, Åirket liderlerine büyük bir sorumluluk düÅüyor; paydaÅları yönlendiren ve ilham veren liderler, bu kültürün oluÅması ve taÅınmasında kritik bir rol oynuyor.
Ancak, baÅarı için bir kiÅinin hedefin peÅinden koÅması yeterli deÄil. BaÅarı, ekip olarak kiÅilerin birlikte çalıÅmasıyla kazanılır. Bunu mümkün kılan en önemli faktörün ise, oluÅturulan bu vizyon ve kültürü içselleÅtirmiÅ, iletiÅim kurabilen, baÄlı ve motive çalıÅanlar olduÄuna inanıyorum.
16. Ä°yi bir lider ve iyi bir çalıÅan olmak konusunda hemen hayata geçirilebilecek üçer tavsiye vermek istesen bunlar neler olurdu?
Ä°ster lider ister çalıÅan olsun; önemli olan, unvanlardan baÄımsız iyi insan olmak, adil olmak, merhametli olmak, kendine yapılmasını istemediÄin bir Åeyi baÅkasına yapmamak benim için her Åeyin baÅında geliyor.
âÄ°yi insan olmakâ söylemesi kolay olsa da içi deÄerler ile buluÅmadıÄı sürece çok da anlam ifade etmiyor.
Bu sebeple kiÅilerin hayattaki duruÅları, taÅıdıkları deÄerler ve bu deÄerleri davranıÅlarına nasıl yansıttıkları çok önemli.
Ä°Å hayatında bana göre baÅarıyı getirecek en önemli tavsiyelerden birisi çok çalıÅmak ve her durumda elinden gelenin en iyisini yapmak.
Liderlere tavsiye konusuna gelecek olursak, bir lider güvenilir ve etkili olmak için ilk olarak Åeffaf olmalı. Åeffaflık, güveni getirir.
Ekibine karÅı açık iletiÅim kurmalı, onlara net ve dürüst bir Åekilde yaklaÅmalı.
Liderler kendilerini sürekli geliÅtirmek için çaba sarf etmeli. Rahata alıÅmak, kendini geliÅtirmemek, yenilememek; özetle konfor alanını korumaya çalıÅmak kültürü Åirketler için uzun vadede büyük risk oluÅturur.
Ve son olarak, adaleti asla göz ardı etmeyin. Kararlarınızda adil olun, herkese eÅit mesafede durun. Her durumda adil davranan bir lider, ekibin güvenini kazanır ve bu güven, uzun vadede hem lideri, hem ekibi hem de içinde bulundukları kurumu güçlendirir.
Bir çalıÅan olarak, sadece iÅi iyi yapmak yetmez. Ä°yi bir çalıÅan, özgüveni, yaptıÄı iÅe olan tutkusu ve sahip olduÄu ilkelerle öne çıkar.
Benim için en güvenilir çalıÅan, sadece verilen görevi yerine getiren deÄil, iÅine bir anlam katan, ilkelerine ve prensiplerine baÄlı kalan kiÅidir.
Ãzgüvenin burada rolü büyük. ÃalıÅma arkadaÅlarımız fikirlerini cesurca ifade edebilmeli, gerektiÄinde beni eleÅtirmeli. Bu iÅ hayatında çok kıymetli bir özellik çünkü ancak kendine güvenen biri, daha iyisi için yapıcı bir eleÅtiri sunabilir. Ve iÅini tutkuyla yapan biri ancak daha iyisi için eleÅtirir. Ä°Åini severek yaptıÄında, iÅinizi sadece görev olarak deÄil, bir deÄer olarak görmeye baÅlarsınız.
17. Liderlik tarzın hangisi: Otokratik mi (ben söylerim onlar yapar), bürokratik mi (yönetmelik böyle diyor), diplomatik mi (görüŠalırım ama kafama yatanı yaparım), demokratik mi (görüŠalır, ortak akla saygı gösteririm)?
Liderlik, günümüz dünyasında sıkça konuÅulan, üzerine çokça düÅünülmesi gereken bir kavram. Ancak liderliÄi kesin çizgilerle sınırlı tanımlar üzerinden deÄerlendirmek yerine, her birimizin kendi deneyimleriyle oluÅturduÄu özgün bir yaklaÅım olarak ele almayı daha doÄru buluyorum.
Benim liderlik anlayıÅımda karar mekanizması asla tek bir kiÅiye baÄlı deÄil. EleÅtiri ve beÄeni arasında dengeli bir iliÅki kurmak çok önemli.
Benim liderlik tarzımda eleÅtirmek, sorgulamak her zaman var, ama benimle aynı fikirde olmayan çalıÅma arkadaÅlarımın yeri geldiÄinde benim fikirlerimle ilgili olumsuz geri bildirim vermesini, beni eleÅtirmesini de isterim ve önemserim. Bu Åekilde davranan arkadaÅlar ile daha rahat çalıÅırım.
Her seviyeden herkesin görüÅlerini özgürce ifade edebilmesi bizi baÅarıya götürür. Bu yüzden, çalıÅma arkadaÅlarımı cesurca fikirlerini paylaÅmaya, eleÅtirmeye teÅvik ediyorum. Ãlke kültürümüzde bu yaklaÅım çok benimsenmese de teÅvik etmeye çalıÅıyoruz.
Bu deÄerler etrafında Åekillenen bir ekiple çalıÅmayı tercih ediyorum. Ben de bu sebeple, çalıÅma arkadaÅlarımı iyi tanımaya, anlamaya, onlarla sadakat ve güven üzerine bir iliÅki tesis etmeye özen gösteriyorum.
âFedakarlık ve özveriâ de benim için büyük anlam taÅıyan kavramlar. Ä°lkelerine sadık, kendini sürekli geliÅtiren, kurumuna baÄlı olan insanlarla çalıÅmak her zaman daha keyifli oluyor.
Ben de bu yüzden ekip olarak ortak kararları alabildiÄimiz, herkesin inisiyatif alabildiÄi, farklı görüÅlerin özgürce ifade edilebildiÄi, iÅ birliÄine açık, adil, Åeffaf ve samimi bir ortam yaratmayı destekleyen bir liderlik tarzını benimsemeye çalıÅıyorum.
18. Ä°Å ortamında eleÅtiriye hoÅgörülü müsün? Yoksa â¦?
Günümüz iÅ dünyasında, özgüven sahibi kiÅilerle çalıÅmanın ve onların fikirlerini dinlemenin önemi büyük. Az önce belirttiÄim gibi; benim eleÅtiren, sorgulayan bir tarafım var, ama çalıÅma arkadaÅlarımın da yeri geldiÄinde benim fikirlerimle ilgili olumsuz geri bildirim verebilmesini isterim ve bu konuda onları cesaretlendirmeye özen gösteririm. Cesur, eldivensizce, Åeffaf konuÅan insanlar ile çalıÅmak çok daha kolay benim için.
19. Teknoloji ve dijital dönüÅümün yani dijitoloji ve inovasyonun iÅ dünyasındaki artan rolü hakkında ne düÅünüyorsun? Son geldiÄimiz nokta yapay zekâ teknolojilerinin tüm iÅ yapıŠbiçimlerini etkilemesi oldu. Koç Holdingâin bu konudaki vizyonu nedir? Teknolojinin deÄiÅik alanlarına yaptıÄınız yatırımlar, elektrikli araç ve pil konusundaki yatırımlarınız ve bu yatırımların geleceÄi konusunda biraz bilgi verebilir misin? Bu konuda son olarak da Åunu sorayım: Türkiyeâde teknoloji ve inovasyon konusunda treni kaçırdı mı? Yoksa hala Åansımız var mı?
Dijital dönüÅüm ve inovasyon konularındaki vizyonumuz, teknolojiyi iÅ yapıŠbiçimimizin merkezine yerleÅtirerek sürdürülebilir büyümeyi saÄlamak üzerine kurulu. Ä°Å dünyası, son yıllarda teknoloji ve dijitalleÅmenin etkisiyle büyük bir deÄiÅim geçiriyor. Yapay zeka teknolojileri, bu dönüÅümün en önemli unsurlarında biri haline gelmiÅ durumda ve Koç Holding olarak bizler, bu alanda öncü rol üstlenmeyi hedefliyoruz.
Teknoloji yatırımlarımız, sadece bugünün deÄil, geleceÄin de ihtiyaçlarına yanıt verecek Åekilde planlanıyor. Elektrikli araçlar ve pil teknolojileri gibi yenilikçi alanlara yaptıÄımız yatırımlar, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaÅmamıza yardımcı olurken aynı zamanda ülkemizin ekonomik kalkınmasına da katkıda bulunuyor. Bu yatırımlar sayesinde Türkiyeânin enerji baÄımsızlıÄına katkıda bulunarak karbon ayak izimizi azaltmayı amaçlıyoruz.
DijitalleÅme stratejilerimiz kapsamında, sanayi 4.0 uygulamalarından bulut biliÅim çözümlerine kadar geniÅ bir yelpazede projeler yürütüyoruz. Ayrıca start-up ekosistemini destekleyerek yenilikçi fikirlerin hayata geçmesine olanak tanıyoruz. Ä°novasyon kültürünü organizasyonumuzun her seviyesine entegre ederek çalıÅanlarımızın yaratıcı düÅünmesini teÅvik ediyoruz.
Türkiyeânin teknoloji ve inovasyon konusunda hala büyük bir potansiyeli olduÄuna inanıyorum. Genç nüfusumuzun dinamizmi ve giriÅimcilik ruhu sayesinde bu alanda önemli atılımlar yapabiliriz. Ancak bunun için kamu ve özel sektörün ortak çalıÅması gerekir. Ek olarak; eÄitim sisteminin güçlendirilmesi, Ar-Ge yatırımlarının artırılması ve inovatif giriÅimlerin desteklenmesi gerekir.
Sonuç olarak, Koç TopluluÄuânda bizler, dijital dönüÅümde lider olma yolunda, ülkemizin global rekabet gücünü artıracak projelere imza atıyoruz. Teknoloji trenini hala yakalayabiliriz; hala büyüyen fırsatlarla dolu bir dünyada doÄru stratejilerle güçlü bir konum elde etme Åansımız var tabii ki.
20. Ãocuklarına iÅ dünyası veya hayat hakkında vermek istediÄin en önemli tavsiye nedir?
Ben çocuklarıma tek bir konuda telkinde bulunuyorum; o da iyi insan olmaları ve iyi insan olmaları için gösterdiÄim tek yol âkendinize yapılmasını istemediÄiniz bir Åeyi baÅkalarına yapmayınâ.
Bunun dıÅında her aile gibi biz de aramızda pek çok konuyu deÄerlendiriyor, tartıÅıyor, istiÅare ediyoruz. Yeri geliyor onlar bize yol gösterici oluyorlar, yeri geliyor biz onlaraâ¦
21. Bugüne kadar Koç Holding içinde olduÄunuz ya da olmadıÄınız birçok sosyal sorumluluk projesi yaptı. Seni en fazla etkileyen ve ilham veren hangisi oldu?
Biz Koç Holding olarak; ülkemiz ile neredeyse yaÅıt, 2026 yılında 100âüncü yaÅını kutlayacak olan bir Cumhuriyet kurumuyuz. Bu zamana kadar Vehbi Koç Vakfımız ile pek çok kurum ve kuruluÅla eÄitimden kültür sanata, saÄlıÄa kadar birçok alanda toplumsal çalıÅmalar yaptık. Her birinin kendi alanında deÄerinin ve etkisinin çok önemli olduÄuna inanıyorum. Vehbi Beyâin âÃlkem ve Devletim var oldukça ben de varımâ Åirket anayasası doÄrultusunda, her dönem sosyal sorumluluk projelerimiz en ön planda olmuÅtur. Bu yüzdendir ki Türkiyeânin ilk özel vakfı, Vehbi Koç Vakfıâdır.
Ancak tabii ülke olarak Åubat 2023âte yaÅadıÄımız büyük deprem felaketine ayrı bir baÅlık olarak bakmak gerekir.
Koç TopluluÄu olarak, depremin ilk gününden itibaren halkımızın yanında olduk ve hala olmaya devam ediyoruz. Ä°nsan gücümüzü, tedarik ve lojistik imkanlarımızı devreye sokarak AFAD ile iÅ birliÄi içerisinde Adıyaman, Ä°skenderun, Hatay, KahramanmaraÅ ve Malatyaâda toplam 5 bin konteynerden oluÅan ve 20 bin kiÅinin yaÅadıÄı Umut Kentleri kurduk. Bu alanların sadece barınma deÄil, eÄitim, kültür, sanat ve spor gibi sosyal ihtiyaçlara da cevap vermesine özen gösterdik. Hem TopluluÄumuzun büyük bir sinerji içerisinde bu projeyi hayata geçirmiÅ olması, hem de tüm sosyal donatılarıyla hayatın her alanını destekliyor olması nedeniyle bu projemizin özel bir yeri olduÄuna inanıyorum.
22. Sürdürülebilirlik iÅ dünyasının önemli gündemi. Global pazarlarda rekabet eden markaları, Åirketleri olan Koç Holdingâin bu konuda önemli önlemler aldıÄını, projeler uyguladıÄını biliyoruz. Bu kaçınılmaz. Ben size Ali Koç olarak soruyorum: Ä°klim deÄiÅikliÄi ve küresel ısınmanın bu kadar âaçık ve yakınâ tehlike olduÄuna inanıyor musun? Fosil yakıt tüketiminin azaltılması, karbon monoksitin azaltılması gibi önlemlerle küresel ısınmanın önüne geçilmesi konusu ne kadar ilintili? BildiÄiniz gibi çok farklı görüÅler var bilim adamları arasındaâ¦
BMânin Ekim ayında yayımladıÄı Emisyon AçıÄı Raporu, mevcut politika ve taahhütler uygulansa bile yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlı tutma hedefinin giderek ulaÅılabilir olmaktan çıktıÄını gösteriyor. Bunun ekonomiler, ekosistemler ve toplumlar üzerinde yıkıcı etkileri olabilir, bu nedenle konunun tüm paydaÅlarının harekete geçmesi önemli.
Ä°klim deÄiÅikliÄi ve küresel ısınmanın söylendiÄi kadar yakın olmasa da çok açık bir tehdit olduÄunu düÅünüyorum.
Elimizdeki mevcut imkanlar, teknoloji ve alternatif kaynakların öngörülebilir bir zaman çerçevesinde fosil yakıtlara olan baÄımlılıÄımızı sonlandıracaÄını hiç düÅünmüyorum. Bununla beraber, gidiÅat kesinlikle iç açıcı deÄil ve çok uzun vadeli perspektif ile bu sorunların ele alınması gerekir, ancak unutmayalım ki siyaset hep çok daha kısa vadeli hedefler etrafında dönüyor.
23. Åu anda Türkiye ekonomisinin mevcut durumu hakkında ne düÅünüyorsunuz? Zorlukları aÅıyor muyuz? Daha fazla neler yapılabilir?
2023 yılındaki çifte seçimler sonrasında iÅ baÅına gelen Sayın Mehmet ÅimÅek liderliÄindeki ekonomi yönetimi, öncelikle uygulanmakta olan ekonomi politikasını, kendi deyimleriyle, daha rasyonel bir zemine oturtmayı hedefledi. Ãnceki dönemdeki alıÅılagelmemiÅ ve öngörülebilirliÄi çok düÅük politikalar yerine, daha geleneksel, rasyonel ve öngörülebilir bir ekonomi politikası çerçevesi benimsendi.
2024 yılında ise ekonomi yönetiminin temel hedefi, çok kuvvetli seyreden iç talebi kontrol altına alarak, enflasyonu düÅürmek oldu. Bunun için Merkez Bankası bir yandan faizleri artırırken, diÄer yandan kredi büyümesine sınırlamalar getirdi. Daha sıkı para ve kredi politikalarını desteklemek için TLânin reel bazda deÄerlenmesine izin verildi. Böylece kurlardaki sert artıÅların enflasyon üzerindeki olumsuz etkisi azaltılmaya çalıÅıldı.
Bunlar kadar sıkı olmasa da kamu maliyesinde de daha disiplinli bir yaklaÅım benimsenmeye çalıÅıldıÄını görüyoruz. Tüm bunların neticesinde Mayısâta %75âi aÅan yıllık enflasyon, Ekimâde %48âe kadar geriledi.
Enflasyondaki düÅüÅün kademeli bir Åekilde önümüzdeki yıllarda da devam etmesi hedefleniyor. Enflasyondaki gerilemenin nispeten yavaÅ olmasının nedeni, Hükümetâin büyümeden çok fazla feragat etmek istememesi olarak açıklanıyor. Enflasyonla büyüme arasındaki bu hassas denge tutturulabilirse, bir baÅka deyiÅle ekonomide yumuÅak iniÅi baÅarabilirsek, 2026âdan itibaren Türkiyeânin yeni bir büyüme hamlesine baÅlamak için uygun bir zeminde olacaÄını düÅünüyorum.
DoÄru politikaları sürdürebilir ve sabır gösterebilirsek bu zorlukları tabii ki aÅacak her türlü potansiyele sahibiz, yeter ki kendi kalemize gol atmayalım.
Bana göre Türkiyeâmizin müthiÅ bir ekonomik potansiyeli var, bu potansiyele göre ülkemize çektiÄimiz yabancı yatırım seviyesi hak ettiÄimizin çok çok altında. Bunun en büyük sebebi hukuk sistemimiz ve öngörülebilirliÄin düÅük olması. Yer altı zenginliÄimizin eksikliÄi ve tasarruf oranımızın düÅüklüÄü sebebiyle yabancı yatırımcıya çok ihtiyacımız olduÄu hepimizin bildiÄi bir gerçek.
Dünyada müthiŠbir likidite var ve bu para gidecek güvenli limanlar arıyor. Biz de ülke olarak yatırımcı nezdinde güvenli bir liman olarak kendimizi pozisyonlamak için ne gerekiyorsa yapmalıyız.
24. Koç Holding gibi büyük bir Åirketler grubunu yönetirken ekonomideki dalgalanmalara (kur, enflasyon, yüksek faiz) karÅı nasıl stratejiler uyguluyorsunuz?
Ekonomideki dalgalanmalara ülke olarak çok alıÅıÄız. Biz de Topluluk olarak yıllardır kazandıÄımız deneyimleri iÅlerimizi ve bilanço yapımızı saÄlam tutma konusunda kullanıyoruz. Zorlukların arttıÄı dönemlerde nakit akıÅlarının yönetimi çok önemli. Her zaman söylendiÄi gibi, bir Åirketi borç batırmaz ama nakit kıtlıÄı batırır.
Bunun yanı sıra, risk yönetimi de bizim iÅ kültürümüzün ayrılmaz bir parçası. Risk yönetimini hem finansal riskler hem de bilanço çeÅitlendirmesi olarak ayırmak lazım. Farklı dinamikleri olan farklı sektörlere yatırım yapmak, yurtiçi-yurtdıÅı gelir dengesini her daim gözetmek, iÅlerimizin coÄrafi daÄılımı global konjonktürü de doÄru okuyarak sürekli takip etmek çok önemli.
Ancak, dönemin Åartları ne olursa olsun biz her daim ülke ekonomisine güvenmeye devam ediyor ve uzun vadeli bir bakıŠaçısı ile yatırımlarımızı yönlendiriyoruz.
25. Dünya ekonomisi pandemi, dijitalleÅme ve Ãin-ABD arasındaki küresel ticaret savaÅları gibi büyük dönüÅümleri hala yaÅıyor. Sence bu dönüÅümler Koç Holding için hangi fırsatları ve riskleri barındırıyor?
SoÄuk savaÅ sonrasında kurulan uluslararası liberal ekonomik düzen son yıllarda darbe üstüne darbe aldı. Pandemi, Ukrayna-Rusya savaÅı, teknoloji ve ticaret savaÅları ve son olarak Gazzeâde yaÅanan insani dram, birçok ülkenin daha korumacı ve devlet müdahalesine imkan veren politikalar uygulamasına neden oldu. KüreselleÅme belki bitmedi ama önemli ölçüde Åekil deÄiÅtirdi.
Türkiye olarak bu dinamikleri çok iyi okumamız gerekiyor. CoÄrafi konumumuz, AB ile mevcut gümrük birliÄi anlaÅmamız, saÄlam alt ve üst yapılarımız, çeÅitlendirilmiÅ ve dinamik üretim kapasitemiz ve son yıllarda yaÅlanmaya baÅlasa da hala genç nüfusumuz bizim için çok büyük bir potansiyel sunuyor.
Yeniden Åekillenen uluslararası tedarik zincirleri ve küreselleÅmenin en büyük kazananlarından bir tanesi Türkiye olabilir. Son 1,5 yıldır ekonomide yeni bir denge tesis edilme çabalarının tavizsiz bir Åekilde sürdürülmesi durumunda, önümüzdeki seneden itibaren Türkiyeânin yeniden doÄrudan yabancı yatırım çekebilen bir ülke olmaması için hiçbir neden yok.
26. Türkiyeânin küresel ekonomide daha rekabetçi hale gelmesi için hangi alanlara öncelik vermesi gerekir?
Åu anda ABD ve Ãin arasında çok büyük bir teknoloji savaÅı yaÅanıyor. Rusya ve Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere hiçbir ülke ABD ve Ãinâin teknoloji alanındaki giderek artan hakimiyetine cevap veremiyor. Türkiye olarak bizim en büyük önceliÄimizin, devrimsel nitelikteki teknolojik geliÅmeleri takip etmek ve bunları hızla ülkemizde yaygınlaÅtırmak olmalı. Bunun için devletin kendi yatırımlarından çok, hevesli ve yetenekli gençlerimizin fikirlerini gerçeÄe dönüÅtürmesine imkan verecek start-up kültürünü geliÅtirici adımlar atması çok önemli.
Bir diÄer önemli konu, son yıllarda özellikle bilgi teknolojileri ve mühendislik alanında eÄitim almıŠgençlerimizin yurtdıÅına gitmeleri. Onların burada kalmalarını saÄlayacak imkanları sunabilmemiz lazım.
27. Dünya ekonomisinde en çok dikkatini çeken ve gelecekte etki yaratacaÄını düÅündüÄün küresel ekonomi trendleri neler? Bunların niçin etkili olacaÄını düÅünüyorsunuz?
Veriye dayalı deÄer yaratımı son yıllarda giderek önemini artırıyor. Veriyi toplama, bunları kullanılabilir hale getirme, sonrasında da ileri analitik yöntemlerle bu veriden deÄer yaratma konusunda çok heyecan verici örnekler var.
Biraz önce bahsettiÄim gibi, uluslararası rekabet artık ucuz iÅgücüne dayalı olmayacak. En azından Türkiye artık ucuz yarıÅından çıkmalı. Uluslararası rekabette öne çıkmak için mevcut teknolojileri en iyi Åekilde kullanan, hatta bunları daha da geliÅtiren, çalıÅanlarından maksimum verimi alabilen bir ekonomik yapıya ulaÅmamız lazım.
Ä°leriye dönük olarak; gıda, tarım ve lojistik sektörleri bugünden çok daha önemli ve öncelikli sektörlerin baÅında gelecek. Her iki alanda da ülke olarak rekabet avantajlarımız olduÄuna inanıyor ve bu alanlara daha stratejik yaklaÅmamız gerektiÄini düÅünüyorum.