Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Erbakan, 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin faiz ile borç bütçesi olduğunu ve toplumun bütçeden beklentisinin karşılanamayacağını söyledi.
“ÜLKEYİ FAİZ CANAVARINDAN KURTARMAMIZ LAZIM”
Erbakan, “Bu bütçede, paylaşımda adalet yoktur. Maalesef israf vardır, borçlanma vardır, bu borca mukabil tabii ki faiz ödemesi vardır. Vergide adaletsizlik vardır ve imtiyazlı bir zümreye; gelir ve kurumlar vergisi muafiyetleri yer almaktadır. 2024 yılı bütçesi ile ilgili geçen sene Meclis’te neler söylemiştik? Dedik ki; ‘Kamudaki israfı önlemeniz lazım. Denk bütçeyi yaparak, ülkeyi bu faiz canavarından kurtarmanız lazım. İmtiyazlılara haksız kaynak aktarımını durdurmanız lazım ve haksız vergilerle vatandaşı ezmemeniz lazım.’ Ancak hükümet tam tersini yaptı. Kamuda trilyonlarca liralık bir israf, 1,3 trilyon liralık faiz ödemesi 2,65 trilyon liralık bir borçlanma ve yeni icat edilen vergilerle yüzde 200’lere varan bir vergi artışı gerçekleşti. 2025 yılında ise az önce ifade ettiğim üzere bu yanlışlar maalesef bütçede tekrar ediliyor. 2025 yılında 2 trilyon liraya yakın bir faiz ödemesi var; 1,95 trilyon lira. Dolar kurunu 35 lira olarak hesap edersek, 56 milyar dolarlık bir faiz ödemesiyle karşı karşıyayız. Bu, AK Parti hükümetlerinin 21 seneden bu yana beri ödediği yıllık ortalama faizin 2 katı bir faizdir” diye konuştu.
‘MAAŞ ZAMLARI KABUL EDİLEMEZ’
AK Parti iktidarının 25’inci yıl dönümünde 750 milyar dolarlık kamu kaynağının faize ayrılacağını ve 4 kişilik bir ailenin ayda 7 bin 500 lira, yılda 90 bin 500 lira faiz ödeyeceğini söyleyen Erbakan, “Bütçede dar gelirlilerle ilgili ifade etmemiz gereken şeyler var. Bütçede vergilere, cezalara, harçlara 2025 yılı için yüzde 44 oranında bir artış getiriliyor. Ancak asgari ücrete yüzde 30 civarında bir zam yapılması öngörülüyor. Memur ve memur emeklisine yüzde 13 oranında zam yapılması, işçi, esnaf ve çiftçi emeklisine ise yüzde 17 oranında bir zam yapılması öngörülüyor. Enflasyon yüzde 50 seviyesindeyken ve yeniden değerleme oranı; vergi, harç ve cezalara yapılacak zamlar yüzde 44 seviyesindeyken işçiye, memura, emekliye yapılacak olan bu maaş zamlarının kabul edilebilmesi mümkün değildir. Bu aradaki fark, 2025 bütçesinin hak ve adaletten uzak bir anlayışla düzenlendiğinin maalesef bir göstergesidir” dedi.
‘ÜMİDİMİZ SON DERECE AZ’
Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına değinen Erbakan, “Maalesef ümidimiz son derece az; çünkü asgari ücretin 35 bin lira olması gerektiğini ifade etmiştik. Bu 35 bin liranın matematik hesabı var. Bir defa enflasyonu hesaba katacağız. Yeniden değerlendirme oranı yüzde 44-45; zaten bu oran enflasyon tahmininin en gerçekçi yansımasıdır. Bu oranda bir zam yapsanız, asgari ücret 24-25 bin lira oluyor. Bir de AK Parti iktidara geldiğinden bu yana Türkiye büyüdü, ekonomi büyüdü, işveren büyüdü, bu büyümeden asgari ücretliye bir pay verilmesi lazım. Bundan dolayı da bir artış yaptığınızda 34 bin liraya çıkıyor. Bu matematik bir hesap, 2002’den bu yana büyümeden pay verdiğiniz zaman asgari ücret 34 bin lira oluyor. Bunu düz olarak 35 bin liraya çıkardık. Bu da sadece rakamı yuvarlamak için değil, bunun da bir manası var. Bugün Türkiye’de özellikle büyükşehirlerde yoksulluk rakamı 70 bin lira seviyesine gelmiş. Bir haneye 2 asgari ücret girdiği zaman, en azından o hane, yoksulluk rakamının üzerine çıksın hesabıyla bu 35 bin lirayı söylüyoruz. 35 bin lira verildiği zaman, 18 bin liralık farkı işveren nasıl karşılasın? Burada da devlet devreye girsin, devlet burada 10 bin lirasını kendisi versin. Faize verilen parayla her ay asgari ücretliye 16 bin lira vermek mümkün” açıklamasında bulundu.
(DHA)