Kastamonu Valisi Dallı’dan kadınlara özel çağrı: Eşlerinizi ikna edin

Kastamonu’da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Tarım Tanıtım Günü düzenlendi. Kuzeykent Fuar Alanında gerçekleştirilen törende en güzel buzağı, en güzel kuzu ve en kaliteli sarımsak yarışması yapıldı. Yarışmada dereceye giren en güzel buzağı yarışmasında birinci olan Eymür köyünden Aydın Mahmutoğlu’na, en güzel kuzu yarışmasında birinci seçilen Devrekani ilçesinden Mehmet Çatak’a ve en kaliteli sarımsak yarışmasında birinci olan Çoroğlu köyünden Hakkı Türkmen ile diğer dereceye giren yarışmacılara protokol üyeleri tarafından çeşitli para ödülü verildi.

Ayrıca törende Kırsal Kalkınma Destekleri Makine Ekipman tanıtımı da yapıldı. Hibe edilen makine ve ekipmanlar tanıtılırken, Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi çerçevesinde genç girişimci kurulum hibesi adı altında 3 çiftçiye 891 bin TL hibe, 250 metrekare sera kurulumu yapan 21 çiftçiye 2 milyon 520 bin TL, Makine Ekipman Destekleri projesinde 96 çiftçiye 5 milyon 626 bin TL, Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi’nde 23 çiftçiye 5 milyon 700 bin TL, Bireysel Sulama Destekleri Projesinde 206 çiftçiye 9 milyon 982 bin TL hibe olmak üzere toplamda 349 çiftçiye 24 milyon 719 bin TL hibe ödemesi yapıldı.

“EŞLERİNİZİ MEMLEKETINE GERİ DÖNDÜRMEK İÇİN İKNA EDIN”

Kastamonu’nun bir tarım kenti olduğunu söyleyen Vali Meftun Dallı, “Tarım, toprak, tarihten bu tarafa servetin en başta gelen kaynağı olmuştur. Tarih boyunca şimdiye kadar nerede bereketli topraklar var ise büyük medeniyetler oralarda kurulmuş ve yetişmiştir. Anadolu’da bu coğrafyadan bir tanesidir. Zaman içerisinde özellikle sanayi devriminden sonra tarım bölgeleri biraz geriye düşmüş gibi görünse de pandemi de gördük ki aslında ne üretirseniz üretin ne kadar teknolojinin gelişmiş olursa olsun iş dönüp dolaşıp gıdaya geliyor. Çünkü yemeden yaşayamıyoruz. İnsanoğlunun stratejik en doğal ürünü önce gıdadır. Kendi kendimize yeterli seviyede olmazsak bu coğrafyada özellikle bizlerin Anadolu’da çok büyük sıkıntılarla karşılaşacağımız bellidir. Tarım konusunda bizlerin devlet olarak şimdiye kadar verdiğimiz her türlü teşvik ya da destekleri arttırarak pandemi de sorun haline gelen gıdaya hem güvenli hem de sağlıklı ulaşım konusunda kendimizi güvenceye almamız şart. Milletimizde devletimizde bu konunun farkında, bu yüzden destekler vermeye devam ediyoruz” dedi.

Kastamonu’da olsun Sinop’ta olsun bölgenin en başlı sorunlarından bir tanesinin nüfus olduğunu belirten Vali Dallı, “Kastamonu, Sinop gibi bu bölgemiz dışarıya en çok göç veren illerin başında geliyor. İstanbul’da, Ankara’da ya da başka bir ilde yaşayanlara bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Kastamonu’da bütün ilçelerine artık doğalgazda geliyor. İstanbul’da ya da farklı bir şehirde nerede yaşıyorsanız oralarda bir işiniz gücünüz kalmadıysa gelin, dedenizin, babanızın toprağına, ilçenize yerleşin. Bunlardan özellikle sermayesi olan, ekonomik gücü olan hemşehrilerimize gelip Kastamonu’ya yerleşin, artık bir üretim yapın memleketinizde. Hem buradan para kazanın, hem stratejik seviyede olan ülkemize ve milletimize bir katkıda bulunun. Kastamonu’ya bir katkıda bulunun. Şimdiye kadar yanlış gitmiş olan bu işi hep beraber geriye çevirelim. Bu konuda bir çağrı yapmak istiyorum. Bu konuda kadınlarımıza çok büyük rol ve iş düşüyor. Kadınlarımızın, bizim hemşehrilerimizi ikna etmeleri noktasında biraz destekleri olursa bölgemize çok büyük bir katkı olacaktır” diye konuştu.

Tarımda özellikle stratejik ürünlerin bulunduğunu belirten Vali Dallı, “Devrekani’de İhtisas Besi Organize Sanayicilik Bölgesi kuruluyor. Oradan yararlanmak isteyen hemşehrilerimiz olursa burada potansiyel var. Değerlendirebilirler. Meralarımız boş, orman teşkilatımızın bu noktada çok büyük katkıları bulunuyor. Ormanda yetişen meyveler var, kestanemiz var. Bölgemize mahsus ürünlerimizde mevcut. Bunlarında değerlendirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

“ÜÇ FAZLI BİR ARITMAYLA DA TARLALAR VE ORMANI SULUYORUZ”

Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu ise, Cumhuriyet’in 100’üncü yılının coşkuyla kutlandığını ifade ederek, “Cumhuriyet’imizle birlikte İnşallah Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ilelebet payidar olacaktır. Bugün onun için sevgili yavrularımızı, gençlerimizi aramızda görmek ziyadesiyle mutlu etti. Çünkü son dönem gençliğin çok kapsama alanında olan bir konu değil bu konu ama çok da önemli bir konu, niye atıfta bulunarak söze girdim? Çünkü erkeklerinin büyük çoğunluğunu kaybetmiş, gençlerini büyük oranda kaybetmiş ve tabii ağırlıklı olarak Anadolu’nun cefakar, vefakar kadınları üzerinde Cumhuriyet ilk yıllarında yol almış. Büyük Atatürk ‘Köylü milletin efendisidir’ demiş ama artık son dönemde ne yazık ki ziyadesiyle nüfus olarak çok azalmış bir köy nüfusuyla karşı karşıyayız. Devletimiz kurulurken yüzde 70 oranında olan köy nüfusu bugün yüzde 30’lara belki de daha aşağısına düştü. Şu son 3-5 yılın içerisinde yaşadık ve gördük, pandemiyi, seli birlikte yaşadık, depremi iliklerimize kadar hissettik ve tabii burada en önemli şeyin de üretmek olduğunu gördük. Bir defa bunu iyice idrak etmemiz lazım. Tabii bu konu derya deniz bir konu. Tarım dediğiniz zaman tarımsal girdiler, sulanması, gübrelenmesi, organik ürün elde edilmesi ve tabii çağın gereği bunun pazarlanması ve tabii işin bir kısmında da aynı zamanda geleneksel ürettiğimiz ürünler dışında yeni yeni ürünlerin de buna ilave olması. Bir şeyi daha öğrendik, yaşadığımız şu süreçte. Doğallığın, organik üretimin, sağlıklı beslenmenin ne kadar kıymetli olduğunu gördük. Başka neyi gördük? Suyun çok kıymetli olduğunu gördük. Şimdi Allah nasip ederse Tarım Bakanlığı’nda bir toplantıya iştirak edeceğiz. Bu işte iklim değişikliği, sel baskınlarıyla ilgili. Tabii gündemi bunlar artık oluşturuyor. Özellikle Kastamonu tarım ve hayvancılık üzerine çok fazla yoğunlaşmış bir ilimizdi. ‘Hasıla girdik’ deyince bir aydan, 45 günden önce hasıl bitmezdi. Şimdi birkaç günün içinde bitiriyoruz. Allah’a şükürler olsun. Teknoloji aldı başını gitti. Artık 3-5 günde yapacağımız işleri 3-5 saatin içerisinde sığdırıveriyoruz. Ama biz aynı oranda da köyden uzaklaşıyoruz. Elbette ki hayatı kolay yaşamak hepimizin arzusu ama boş kalan her toprak parçası da beni derinden üzüyor. Şimdi toplum olarak bazı şeyleri başardık, bazı şeyleri başaramadık. Hep iyiliği, güzelliği teşvik etmek lazım. İşleri de kolaylaştırmak lazım. Bu anlamda Tarım Müdürlüğü’müzün yaptığı bu çalışmayı ben çok kıymetli buluyorum. Buna biz de partner olmaktan dolayı ziyadesiyle mutluyuz. Tarım benim özel ilgi alanımdı zaten. Dört senedir bizde daha henüz pandeminin başlangıcında bile bunun çok önemli olduğunu dile getirmiştim. Bu dört yıl zarfında da rakamı herhalde 400-500 bini bulmuştur, atalık tohumlardan elde ettiğimiz fidelerimizi kıymetli hemşehrilerimizle buluşturduk. Çünkü organik beslenmediğiniz müddetçe sağlıkta problemler yaşıyorsunuz. Hekim olmam hasebiyle ben bunu yaşadım, gördüm. 15 yıl önce hastanede bir Kastamonu nüfusuna bakılırken bugün bu rakam dehşete düşürüyor, tam altı katına çıktı. Bunun getirdiği birtakım problemler de oluyor. ‘Sıra bulamadık’ diyen oluyor ama bundan çok daha önemlisi bizim altı kat daha sağlığımızdan olduğumuz gerçeği. Bunun için sertifikalı ürünler, organik üretim bu işin en önemli kısmı. Teknolojiyi alabildiğine kullanarak işleri kolaylaştırmak ama doğal ürünleri elde etmek hepsinden daha kıymetli. Biz gri su denilen yağmur suyu ve kar suyu hasadıyla sulamamızı yapıyoruz. Atık su arıtmayı da devreye soktuk. Özellikle sevgili öğretmenlerimiz burada. Onlardan özel istirhamım atık su arıtma tesisini mutlaka öğrencilerimize gösterelim. Ulaşımda sıkıntı varsa da biz ulaşımlarını sağlarız. Onun mutlaka görülmesi lazım. Çünkü öncesinde çok kirli olan bir atık suyu biz artık neredeyse içilebilir kıvamda bir su seviyesine getiriyoruz. Üç fazlı bir arıtmayla da tarlalar ve ormanı suluyoruz. Türkiye su zengini bir ülke değil su fakiri bir ülkede değil ama suyu doğru kullanmak da elzem” dedi.

“SAVAŞ VE HASTALIKLARA BAKILDIĞINDA GIDA VE TARIM OLMAZSA OLMAZIMIZ”

Dünyada son 5 yılda yaşananlara bakıldığında gıda ve tarımın öneminin ortaya çıktığını söyleyen Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu da, “Türkiye Cumhuriyetinin ikinci yüzyılında Türkiye yüzyılında Kastamonu, sadece orman ürünlerinde değil tarımda da iddialıyım demiştir. Tüm hedefimiz otta da ette de sütte de Kastamonu’yu marka yapmak olacaktır. Dünyadaki yaşanan son 5 yıla bakıldığında hastalık, savaş durumları gösterdi ki tarım ve dolayısıyla gıda olmazsa olmazımız, kendi kendimize yetmemiz lazım, insanımızın her türlü gıdaya erişiminin sağlanması lazım, bizim bu topraklardan ve ahırlardan çıkmamamız lazım, üreteceğiz bereketli topraklarımızda üretime durmadan devam edeceğiz, toprağımızı ve işletmelerimizi bir fabrika; her üreticimiz, her çiftçimiz, her firmamız bir iş insanı olarak düşüneceğiz. Sadece fabrikalarda üreten kişi iş insanı olmaz, toprakta üreten de iş insanıdır. Hayvancılık işletmesine sahip olanda iş insanıdır, sevgili gençler, çocuklar, toprak berekettir, toprak alın teri ile helal kazançtır, toprak üretimdir, varsın elimiz toprakla kirlensin, toprak geleciğimizdir, toprak eğer uğrunda ölüm varsa vatandır, dolayısıyla bir karış toprak uğruna çok şehitlerimiz var, çok gazimizin kanı var, her metrekaresinde, toprağımızı bırakmayalım, terk etmeyelim” diye konuştu.

“ÜRÜNÜMÜZÜ KORUMAK İÇİN MUTLAKA SİGORTA YAPTIRIN”

Verdikleri destekler vatandaşları tarımın ve üretimin içinde tutmaya çalıştıklarını belirten Tanrıkulu, “Milyon dolarlık yatırımlara gerek yok, küçük bütçelerle verdiğimiz desteklerle insanımızı tarımın üretimin içinde tutmaya çalışıyoruz, sizlerin üretin yeter diyoruz. Ürettiğiniz alın teri, döktüğünüz her ürünün, sahip olduğunuz her canlının sağlığının devamlılığı önemli, bu sebeple her türlü olumsuz durumlarda emeğinizin gayretinizin heba olmaması için onları lütfen sigortalayalım. TARSİM sigortası sizlere çok avantajlı olarak devletimiz desteği ile sizlerin tarımsal ürünlerinizi ve hayvanlarınızı garanti altına alıyor, inanın yapacağınız sigortalama ile alın terinizi koruma altına alabilirsiniz. Bakanlık olarak tarımsal üretim planlaması ve sözleşmeli üretim metotlarıyla hem ülkemizin ve halkımızın ihtiyacı olan ürünlerin üretimini sağlamak, hem sizlerin ürettiği ürünü pazarlama sıkıntısı yaşamadan elinden çıkarabileceği yeni bir döneme geçiş yapacağız. 2024 yılı ile birlikte yıllardan beri konuşulan ama bir türlü hayata geçirilemeyen üretim planlamasını uygulamaya başlayacağız” şeklinde konuştu.
Suyun tasarruflu kullanılması noktasında çağrıda bulunan Tanrıkulu, şöyle konuştu: “Burada özellikle su kısıtlı konusunun ülkemiz için planlama da en büyük belirleyici faktör olacağı kesin. Suyumuzu mutlaka ama mutlaka idareli kullanmaya mecburuz, en büyük su tüketimimiz tarımsal sulama, bizler sizlerin her türlü üretimi yapmanızı istiyoruz ama suyumuzu lütfen tasarruflu kullanalım, lüksümüz olan bir konu değil. Tarla içi sulama alet ve ekipmanlarımıza desteğimiz var yüzde 50 hibe olarak. Bu konuyu aklınızın bir köşesinde unutmamanızı istirham ediyorum”

 

Kaynak: İHA

Yorum yapın