Uluslararası Enerji Ajansı’nın “World Energy Outlook 2023” raporu uluslararası doğalgaz ticaretinde, deniz yoluyla yapılmakta olan ticaretin payının, önümüzdeki on yıllar içinde daha da artacağını gösterdi. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Öğretim Üyesi olan ve küresel enerji politikaları alanında çalışan Necdet Pamir, derslerinde ve konferanslarında yer verdiği raporlarla, doğalgaz taşımacılığının Türk denizlerindeki boyutlarını ortaya koydu.
DAHA DA YÜKSELECEK
“World Energy Outlook 2023” raporuna göre uluslararası doğal gaz ticaretinin yüzde 59,1’i deniz yoluyla (LNG1) gerçekleşti. Boru hatları ile yapılan ticaretin payı % 40,9 düzeyinde. Uluslararası doğal gaz ticaretinde deniz yolu ile taşımacılığın payının, Açıklanan Politikalar Senaryosu’nda yer verilen oranları gelecek yıllarda da artış o olacağını ortaya koyuyor. Rapora göre deniz taşımacılığının oranının 2030’da yüzde 66,4’e, 2050’de yüzde 71,2’ye yükseleceği tahmin ediliyor. Rapor enerji güvenliğinde, denizlerin artmakta olan rolüne dikkati çekiyor.
ENERJİ FATURASI ARTAR
Pamir, söz konusu çalışmasında Türkiye’nin enerji politikalarını ve bu çerçevede enerji güvenliği stratejilerini belirlerken, denizlerin giderek artan önemini dikkate alma zorunluluğu olduğunu vurguluyor. “Mavi Vatan” kavramının sadece denizlerdeki potansiyel hidrokarbon kaynaklarına sahip çıkmakla sınırlı olmadığını, taşıma yollarının güvenliği de en az söz konusu kaynaklar kadar önemli olduğunun altını çiziyor. Nitekim taşıma güzergahlarında oluşabilecek herhangi bir sorun, petrol ve doğal gaz fiyatlarının ve buna bağlı olarak enerji ithalat faturasının artmasına neden oluyor.
‘DAR BOĞAZLAR’
Pamir’in çalışmalarında denizlerle ilgili şu veriler yer alıyor: “Dünyada her gün yaklaşık 100 milyon varil sıvı yakıt tüketilmektedir. Bunun gene yaklaşık % 75’i deniz yoluyla taşınmaktadır. Çoğunlukla okyanuslar aşılarak yapılan bu taşımacılık sürecinde, riskli geçiş güzergahları ve dar boğazlar (choke points) yer almaktadır. Bu dar boğazların başlıcaları; Hürmüz Boğazı, Malaka Boğazı, Bab el Mendeb, Süveyş Kanalı, SUMED Boru Hattı, Türk Boğazları, Panama Kanalı ve Dover Kanalı olarak sıralanmaktadır.”
AKDENİZ’E GEÇİYOR
“Giderek artan miktarda ham petrol, kondensat ve petrol ürünü de (toplamları 7,1 milyon varil/gün) Bab el Mendeb Boğazı’ndan Kızıldeniz’e giriş yapmaktadır. Gerek sıvı yakıt ve gerekse LNG ihracat ve ithalatçısı ülkeler açısından Hürmüz ve Bab el Mendeb Boğazları ile Asya piyasaları açısından Malaka Boğazı stratejik ve yaşamsal önemdedir. Bab el Mendeb – Kızıldeniz güzergahından Güney – Kuzey yönlü taşınan sıvı yakıt ve LNG, Mısır topraklarında yer alan Süveyş Kanalı ve SUMED Boru Hattı üzerinden, Doğu Akdeniz’e açılmaktadır.”
TÜRK ÜSLERİ DE VAR
“2022 yılında Süveyş Kanalı ve SUMED Boru Hattı üzerinden günde ortalama 3,6 milyon varil ham petrol ve kondensat ve gene aynı miktarda petrol ürünü (her iki yönlü taşıma toplamları) taşınmıştır. Kuzey yönündeki ticaretin kapsamındaki ülkeler, Türkiye ve Rusya’nın yanı sıra Afrika, Avrupa ile Kuzey ve Güney Amerika ülkeleridir. Güney yönlü Süveyş – Kızıldeniz – Bab el Mendeb taşımacılıkta ise ABD ve Rusya’nın petrol ve LNG’si ile Türkiye’nin tüketim fazlası petrol ürünleri, Asya piyasalarına taşınmaktadır. Kızıldeniz’in her iki kıyısında, Batılı ülkelerin yanı sıra Rusya, Çin, S. Arabistan, BAE ve Türkiye’nin de üsleri olduğu anımsanırsa, hidrokarbon taşımacılığının ve bunda da denizlerin artan öneminin rolü daha yalın biçimde kavranabilir.”
ertan.altan@haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel