2024 İK Trendleri Araştırması yeni nesil teknolojilerin işe alım süreçleri, performans ve verimlilik yönetimi ile kariyer yaşamına yansımalarının fotoğrafını çekiyor.
Türkiye’de değişen İK süreçleri ve şirketlerin bu alandaki yeni beklentilerinin analiz edildiği, 125 insan kaynakları (İK) profesyonelinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada; katılımcıların 2024 İK trendlerine yönelik beklenti ve görüşleri alındı. Araştırmaya katılanların yüzde 73,6’sı, Y kuşağının temsilcilerinden oluşuyor. Katılımcıların yüzde 28,8’i iş dünyasında 15 yılın üzerinde deneyime sahipken yüzde 33,6’sı müdür ve müdür yardımcısı pozisyonunda görev alıyor.
İşe alım ve yerleştirme süreçlerinde Yapay Zeka
Araştırma sonuçları yapay zekâ (YZ) teknolojisinin insan kaynakları yönetimi ve işe alım süreçleri ile eğitim ve gelişim odaklı uygulamalarda etkin bir şekilde kullanılmaya başlandığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 53,6’sı YZ uygulamalarının işe alım ve yerleştirme süreçlerinde yaygın olarak kullanıldığını, yüzde 44’ü ise eğitim ve gelişim desteği sunan uygulamalara yön verdiğini ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 36’sı, işe alım ve yerleştirme alanında kullanılan YZ teknolojisini güvenilir bulurken yüzde 49,6’sı güven düzeyinde belirsizlik ve endişe yaşıyor.
Katılımcıların yanıtlarına göre insan kaynakları teknolojilerinin geleceğin iş dünyasında pozitif bir etki yaratması bekleniyor. En yüksek oranda beklenen etki, yüzde 36,8 ile daha etkili insan kaynakları süreçleri ve verimlilik artışı.
Rekabetçe maaş ve yan haklar
Katılımcıların iş dünyasından beklentilerini de analiz eden araştırmaya göre; rekabetçi maaş ve yan haklar, esnek çalışma saatleri ile uzaktan çalışma imkanları en belirgin beklentiler arasında öne çıkıyor. Katılımcıların yüzde 58,4’ü şirketlerden rekabetçi maaş ve yan haklar konusunda güvence beklerken, yüzde 57,6’sı esnek çalışma saatleri ve uzaktan çalışma imkanlarını öncelikli buluyor.
Çalışan deneyimi ve memnuniyetini iyileştirmek
Araştırma sonuçlarına göre insan kaynakları liderlerinin 2024’te odaklanması gereken en önemli başlık, yüzde 28,8’lik oran ile “Çalışan deneyimi ve memnuniyetinin iyileştirilmesi” olarak ilk sırada yer alıyor.
Ardından sırasıyla “Dijital dönüşüm ve teknolojik entegrasyona uyum sağlamak” (yüzde 19,2), “İnsanı merkeze koyarak tüm süreçlere odaklanmak” (yüzde 16,8), “Sürdürülebilirlik çalışmalarına ve toplumsal sorumluluk projelerine odaklanmak” (yüzde 11,2) geliyor.
Bu veriler; çalışanların iş ortamında daha olumlu bir deneyim yaşamaları ve memnuniyetlerini artırmayı hedefleyen stratejilere ağırlık verilmesi, insan merkezli çalışma ve değer odaklı liderlik modellerinin geliştirilmesi ile faaliyetlerin çevresel ve toplumsal etkilerini de gözeterek sürdürülebilirlik adımlarının hızlandırması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.
İK politikaları ve sürdürülebilirlik
Şirketlerin insan kaynakları politikalarında sürdürülebilirliğin kapladığı alan da giderek artıyor. Katılımcıların yüzde 72,8’i kendi şirketindeki insan kaynakları politikalarının sürdürülebilirlik değerlerini teşvik ettiğini belirtirken yüzde 60,8’i sürdürülebilirlik farkındalığını artırmak için iş stratejileriyle sürdürülebilirlik hedeflerini bütünleştirmeyi önemli görüyor. Performans değerlendirmelerinde sürdürülebilir projelere katılımı teşvik etmek de önemli bir strateji olarak öne çıkıyor. Katılımcıların yüzde 34,4’ü bu yönde teşvikin önemli olduğunu belirtirken yüzde 33,6’sı sürdürülebilirlik çalışmaları ile ilgili başarıları ödüllendiren bir sistem oluşturmanın önemine dikkat çekiyor.
Başarıya giden yolda motivasyon
Bugünün iş dünyasında sürdürülebilir başarı için çoklu ve entegre bir strateji oluşturmak, bir seçenek olmaktan çıkıp gereklilik halini alıyor. Katılımcıların yüzde 31,2’si sürdürülebilir başarı için temel unsurun çalışanların motivasyonu sağlamak olduğunu, yüzde 31,2’si liderlerin iş gücünü motive etme, bağlılık oluşturma ve moral yükseltme konularına, yüzde 17,6’sı ise daha etkin iletişim, rehberlik ve takım yönetimi becerilerine odaklanması gerektiğine dikkat çekiyor.
Diğer önemli faktörler arasında ise “Kapsayıcılık ve çeşitlilik odaklı bir iş yeri kültürü oluşturmak” (yüzde 15,2), “Teknolojik altyapıyı ve dijital dönüşümü desteklemek” (yüzde 11,2) ve “Stratejik yetenek yönetimi uygulamak” (yüzde 10,4) yer alıyor.
Çok yönlü yetenekler aranıyor
İşe alım sürecinde adayların analitik düşünme, iletişim, iş deneyimi ve sosyal becerileri gibi çok yönlü yeteneklere sahip olmalarının önemi de giderek artıyor. Katılımcıların yüzde 34,4’ü işe alım sürecinde problem çözme ve analitik düşünme becerisinin, yüzde 32’si etkili iletişim ve takım çalışması yeteneğinin, yüzde 16’sı iş deneyimleri ve uzmanlıkların, yüzde 10,4’ü sosyal iletişim ve becerilerinin dikkate alınması noktasında birleşiyor.
Deneyim ve hibrit çalışma
Araştırmayı yapan Youthal’inl CEO’su Emre Aykan, araştırmaya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yapay zeka, insan kaynakları süreçlerini daha verimli hale getirme, performans yönetimi alanında otomasyonu artırma, yetenek yönetimini geliştirme ve işe alım süreçlerini hızlandırma potansiyeline sahip. Dijitalleşme, insan kaynakları süreçlerini daha esnek ve erişilebilir hale getirerek bu alandaki aksiyonların daha hızlı alınmasına yardımcı olacak. Şirketlerin sürdürülebilirlik değerlerini teşvik etmesi ve bu yönde sürdürülebilirlik çalışmalarına, toplumsal sorumluluk projelerine odaklanması 2024’te daha da önemli hale gelecek.
Hibrit çalışma modeli; 2024 yılında da esneklik, konfor, kariyer fırsatlarına erişim ve sağlık açısından sağladığı avantaj ile çalışanların en çok tercih ettiği çalışma modeli olacak. İnsan merkezli liderlik ve esnek çalışma modellerinin vurgulanması ise yetenek yönetimi, inovasyon, çeşitlilik ve rekabet avantajı gibi kritik unsurlarda şirket başarısına katkı sağlayarak 2024’te de öne çıkacak. İş dünyası 2024’te daha insan odaklı, teknolojiye adapte, sürdürülebilir başarıları merkeze alan, bilinci yüksek bir yöne doğru evrilecek.”