Göbeklitepe ve Karahantepe’de son bulunan yeni buluntular tüm dünyada heyecan uyandırdı. 12 bin yıllık geçmişe sahip Göbeklitepe’de ilk boyalı heykel bulunurken, Karahantepe’de ise en gerçekçi insan heykellerinden biri ortaya çıkartıldı. Şanlıurfa Gökbeklitepe ve Karahantepe kazılarının başkanlığını yapan Prof. Dr. Necmi Karul, ‘Taş Tepeler Projesi’ kapsamında, bu yıl 9 arkeolojik alanda yürütülen çalışmalarda, ortaya çıkan insan ve hayvan heykelleri ile ilgili merak edilenleri ‘haberglobal.com.tr’ye anlattı.
BAŞKA YERLERİN VARLIĞINI KANITLADI
Karahantepe ve Gökbeklitepe’deki keşifler sonucunda, her iki yerleşim yerinde de, eş zamanlı yaşam ve kültür grupları olduğunu belirten Prof. Dr. Necmi Karul, “Taş Tepeler Projesi, bize bölgede çok sayıda başka çağdaş alanların olduğunu kanıtladı. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda bu sürecin tümünü yansıtan katmanları da görmüş olduk” ifadelerini kullandı.
YAŞAM İLE ALAKALI
Bölgede neden özellikle fallusa (erkek üreme organı) vurgusunun yapıldığını sorduğumuz Prof. Dr. Karul, “Karahantepe’de son bulunan heykelde ancak ölü bir insanın iskeletinde ayırt edilebilecek kaburgaların vurgulanmış olması ölümü ve geçmişi sembolize ediyor. Bununla birlikte oturur halde bir insan ile erkeklik üreme organı vurgusu ise daha çok yaşam ile alakalı” dedi.
BİLGİLERİMİZDE DEĞİŞİKLİK OLACAK
Bunun dışında söz konusu dönemde az sayıda da olsa kadın betimleriyle de karşılaştıklarını söyleyen Prof. Dr. Karul, Göbeklitepe’de bulunan ve olasılıkla bir “doğum sahnesi” olarak yorumlanan kadın betimini de unutmamak gerektiğinin altını çizdi: “Kadim coğrafyada kadın betimlerinin az olması, hiç kadın buluntusu olmadığı anlamını taşımaz” diye konuştu.
Prof. Dr. Karul, ortaya çıkan kalıntılarla insanlık tarihi ile ilgili bilgilerimizde değişikliğe neden olması yerine bu konuyu ‘bilgilerimizde değişiklik olacak’ şeklinde yaklaşmanın daha doğru olduğunu söyleyerek şunları anlattı: “Yürütülen arkeolojik çalışmalar kuşkusuz geçmişi daha iyi anlamamıza ve yorumlamamıza olanak sağlıyor. Bu da arkeolojinin doğasında var.”
MISIR PİRAMİTLERİNDEN DAHA ESKİ
Karahantepe Araştırmalarını Destekleme Derneği Genel Sekreteri Recep Topçu ise Göbeklitepe’nin önemine ilişkin sorularımızı yanıtlarken, şu bilgileri paylaştı: “Avcı toplayıcı toplulukların buzul çağının bitimi ile özellikle bereketli hilalin içinde yer alan Mezopotamya’da yerleşmeye başladılar. Böylelikle insanların ilk kez kalıcı olarak yaşamlarını sürdürmeleri bu zamana kadar bilinen Neolitik çağın yeniden tanımlanmasına sebep oldu. Göbeklitepe’de elde edilen verilerin tarım ve hayvancılığın yerleşikliğin bir nedeni değil, sonucu olduğunu ortaya koydu. Göbeklitepe, Karahantepe ve çağdaş tepeler Stonehenge’den 7 bin, Mısır piramitlerinden ise 7 bin 500 yıl daha eski olduğu düşünüldüğünde ne denli önemli bir keşif olduğu ortaya çıkar.”
ERGENLİK RİTÜELİ
“Göbeklitepe’de 1994 Yılında Klaus Schmidt başkanlığında başlayan kazılarda ilk defa konut alanları dışında, oturma şekilleri ve üzerlerinde tilki, tavşan, leopar, turna, yılan, örümcek gibi hayvan betimlemeleri ile sislenen T şeklindeki dikme taşların varlığı saptandı. Elde edilen bulgular sayesinde en başta kendisini hayvanlar aleminin bir parçası gibi gören insanların, aslında kendisini hayvanlar aleminden ayırdığını gördük. Karahantepe’de yapılan kazılarda bulunan 3 boyutlu insan heykelleri, Karahantepe’nin sembolü olan insan başı ve karşısına dikili ana kayadan oyulan 11 adet fallus ile o dönem ergenlikle ilgili bir ritüelin yapıldığını anlıyoruz.”
SANATSAL MEZİYET
“Göbeklitepe’de bulunan yaban domuzu 12 bin yıl önce yaşayan insanların sanatsal becerilerini ortaya sererken, Karahantepe’de bulunan 2.3 metre büyüklüğündeki heykel, o dönem insanlarının eril özelliğini ön plana çıkarmaktadır. Bu heykelin bir başka önemi de şudur; böylesine büyük bir heykel ancak binlerce yıl sonra Roma dönemine rastlar. Geldiğimiz noktada şunu çok net söyleyebiliriz; Göbeklitepe ve Karahantepe özelinde Neolitik çağ arkeolojisinin “Şampiyonlar Ligi Şanlıurfa”dır.
kardelen.yuksel@haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel