Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek katıldığı BloombergHT yayınında “Ekonomi programımızın özü enflasyonu tek haneye indirmek, fiyat istikrarından çok uzağız ama hedefimiz bu” açıklamasını yaptı.
Bakan Şimşek, KDV ve MTV’de artış olacak iddialarına da yanıt verdi…
Bakan Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
“Ekonomi programımızın özü enflasyonu tek haneye indirmek, fiyat istikrarından çok uzağız ama hedefimiz bu. Fiyat istikrarından çok uzağız ama hedefimiz bu. Hedefimiz cari açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,5’in altına çekmek, yani daha sürdürülebilir bir cari açık. KKM’den tam bir çıkış öngörüyoruz ama kademeli bir çıkış, piyasaları bozmadan. Bir yıl ve daha kısa vadeli borcumuz kadar bir rezerv düzeyine ulaşmak istiyoruz.
Risk priminin 700 civarından 300’e inmiş olması bence piyasanın programa inandığını gösteriyor. Döviz dönüşümlü mevduatı da dikkate alırsanız aslında rezervlerdeki artış 60 milyar dolar civarındadır.
Bankalarımız 100 dolar borç öderken, piyasalardan daha ucuza 138 dolar bulabiliyorlar. Bizim için özellikle uzun vadeli perspektif daha değerli. Enflasyonu aşağı çekmemizi ve cari açığı indirmemizi sağlayacak temel koşul büyümede dengelenme. Yılın ilk çeyreğinde net ihracatın büyümeye etkisi pozitife döndü.
Bugün açıklanacak enflasyon rakamı son 12 ayın enflasyonu, önümüzdeki 12 ayın enflasyonu ile ilişkisi zayıf, önümüzdeki aylarda düşecek.”
Motorlu Taşıtlar Vergisi(MTV)’nde yeni bir düzenlemenin olmayacağını söyleyen Bakan Şimşek “KDV genel artışı olmayacak, kurumlar vergisi genel artışı olmayacak, gelir vergisi oranlarında genel bir artış olmayacak, MTV’ye ilişkin yeni bir düzenlemeyi aklımızın ucundan bile geçirmedik” dedi.
Bakan Şimşek açıklamalarına şöyle devam etti;
“Kamuda taşıtlar konusunda sadece yerli üretim ve elektrikli alabilirsin diyoruz, bir şartım var yeni araç istiyorsanız elinizdeki aracı satacaksınız. Vatandaş bizden de tasarruf istiyor, vatandaş kamu harcamalarının kontrol altına alınmasını istiyor, vatandaş haklı.
Maliye ayağında dezenflasyona çok net destek olacağız. Bütçe açığını öngördüğümüz program hedefinin çok altına çekmek için yoğun bir çaba içinde olacağız. Gelecek seneden itibaren de bütçe açığını kalıcı bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 3’ün altına çekeceğiz.
Bizim kur rejimimiz serbest kur rejimidir, bizim bir kur hedefimiz yoktur, olmayacak da. Piyasada Merkez Bankası var, piyasaya arz ediyor bu doğru, ama bunun dışında müdahalemiz yok diyorlar. Seçim sonrasına liranın değer kaybına ilişkin beklentiler bana çok anlamlı gelmiyor. Türkiye gibi hikayesi olan, beklenti oluşturabilecek ülkelere fon akışı artarak devam edecek. Biz Dünya Bankası ve diğer uluslararası çok taraflı bankalarla çok iyi diyaloglar kurduk, bize ciddi bir şekilde kaynak sağlayacaklar. Bu sene 12,7 milyar dolar proje kredisi bekliyoruz.
Türk lirasını destekleyen bir politika seti var. Biz ne aşırı değerlenmiş TL, ne de aşırı değersiz TL’yi isteriz, bu bir tespit, bir politika öngörüsü değil. Biz programımızı uygulayacağız, başarılı bir şekilde uygulandığında lira itibar kazanacak, reel olarak değer kaybetmeyecektir. Biz piyasaları tedirgin edecek adım atmayız.
Borsa İstanbul’u ya da başka alanda piyasayı bozacak bir vergi düzenlemesi gündemimizde değil.”