Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı’nın gördüğü en büyük hükümdarlardan biriydi. İmparatorluğun yedinci hükümdarı olan Fatih, genç yaşında birçok askeri başarıya imza attı.
Fatih Sultan Mehmet, hükümdarlığı sırasında Osmanlı egemenliğine giren toprakların ve halkların büyük ölçüde genişlemesini ve imparatorluğun büyüklüğünün neredeyse üç katına çıkmasını sağladı.
Ancak Sultan 2. Mehmet’in adını tarihe yazdıran en büyük başarısı, ona “Fatih” unvanını kazandıran İstanbul’un fethi oldu.
Fatih Sultan Mehmet’in gençliğini gösteren bronz madalyon, (Bonham’s)
FATİH SULTAN MEHMET VE TILSIMLI PORTRE
Bonhams Müzesi’nin internet sitesinde yer alan tarihçe Fatih Sultan Mehmet’in gençlik dönemini resmeden en eski portrenin geçmişine ışık tutuyor.
Bonhams’ın önümüzdeki mayıs ayında Londra’daki İslam ve Hint Müzayedesi’nde satışa sunacağı “bronz portre rölyef” 20 yıl önce ilk kez ortaya çıktı.
Fatih Sultan Mehmet, hayatının çeşitli dönemlerinde kendi portrelerini sipariş etmesiyle biliniyordu; bunlardan en bilineni Venedikli sanatçı Gentile Bellini tarafından yapılmıştı.
Bu dikkat çekici bronz portreyi, Manisa’da sancak beyliği yaptığı sırada veya babasının ölümünden kısa bir süre sonra yaptırdığı tahmin ediliyor.
SOYLULARIN KİMLİK KARTI: BRONZ MADALYONLAR
1430’lu yılların sonlarında ortaya çıkan bu bronz madalyon akımı, soyluların kimlik oluşturması için ideal bir yöntemdi.
Sağlamlığıyla ünlü bir metaldan yapılan bu portreler yıllarca soyluların kendilerini tanıtma biçimi olarak kaldı.
Bonhams’ta sergilenen Fatih Sultan Mehmet’in madalyonunun üslup özellikleri İtalyan çağdaşlarınınkilerle uyumlu. Kimliği henüz doğrulanamayan yetenekli bir Batılı sanatçı tarafından modellendiği düşünülüyor.
Fatih Sultan Mehmet, bu tabloda gizemli bir kişiyle resmedilmiş. Tarihçileri ikiye bölen bu tasvirde İlber Ortaylı, Fatih Sultan Mehmet’in karşısındaki adamın Cem Sultan olduğunu iddia ediyor.
“KİŞİSEL BİR TILSIM”
Madalyonun arka yüzünde herhangi bir desen veya yazının bulunmaması, izleyicinin tamamen portreye odaklanmasını sağlıyor.
Portrenin üzerindeki zarif zincir deliği, onun boyna asılacak “kişisel bir tılsım” işlevi gördüğünü gösteriyor.
Roma geleneğini takip eden ve Fatih’i Roma imparatorluğunun doğal varisi olarak tasvir eden bu madalyon, Mehmet’in 29 Mayıs 1453’te Konstantinopolis’in kapılarına dayanmadan önce hayal ettiği hükümdarlık anlayışını yansıtmasını sağladı.
Genç padişahın Konstantinopolis kuşatması için hazırlıkları, “Kuran’dan ayetler ve Allah’ın isimleriyle işlenmiş tılsımlı bir gömlek giymeyi” içeriyordu.
FATİH ÖLENE KADAR ÜSTÜNDE TAŞIDI
Bu olağanüstü portrenin işlendiği bronzun kalıcılığı, sonraki yüzyıllarda hayatta kalmasını sağladı.
Arka yüzünde herhangi bir metin veya ikonografik detayın bulunmaması, eserin dikkat çekici geçmişinin gizlenmesine yardımcı oldu.
Madalyonun Fatih hayatta olduğu sürece sarayda onunla birlikte korunduğu düşünülüyor.
Bellini’nin portresi herkesin çok iyi bildiği yaşlı bir Sultan figürü resmediyor.
Portre, gençliğine sığdırdığı fetihleri ve İstanbul’un gölgesinin olduğu dramatik bir yaşamın bir yansımasını sunuyor.
Bu ünlü portre yapıldığı sırada, kimliği henüz belirlenemeyen başka bir Batılı sanatçı, çoktan Mehmet’in kendisine ilişkin “Son Roma İmparatoru” vizyonunu dökme bronz madalyonla tarihe not düşmüştü.