Ressam AyÅe Celile Hanım ile Hikmet Bey’in oÄlu olarak kimi kaynaklara göre 14 Ocak 1902’de Selanik’te doÄan ve asıl adı Mehmet Nazım olan Åair, ilkokulu Göztepe TaÅ Mektep’te okudu, ardından Mekteb-i Sultani’nin hazırlık sınıfına yazıldı.Â
Ailesinin yaÅadıÄı ekonomik sıkıntı nedeniyle bir yıl sonra okuldan alınan Ran, NiÅantaÅı Sultanisi’ne kaydedildi.Â
Nazım Hikmet, ilk Åiiri “Feryad-ı Vatan”ı 3 Temmuz 1913’te yazdı. Denizciler için yazdıÄı “Bir Bahriyelinin AÄzından” Åiirinden etkilenen Bahriye Nazırı Cemal PaÅa’nın desteÄiyle 1917’de girdiÄi Heybeliada Bahriye Mektebi’ni 1919’da tamamladı.Â
SAÄLIK SORUNLARI NEDENÄ°YLE 1921’DE SUBAYLIKTAN AYRILDIÂ
Hamidiye kruvazörüne stajyer güverte subayı olarak atanan usta Åair, 1920’de geçirdiÄi bir hastalık sebebiyle 1921’de saÄlık kurulu kararıyla askerlikten çıkarıldı.Â
Bu süreçte edebiyata ilgisini sürdüren Ran, yazdıÄı Åiirleri büyük hayranlık duyduÄu Yahya Kemal’e göstererek, eleÅtirilerini dinledi.Â
Unutulmaz Åair, 1920’de Alemdar gazetesinin açtıÄı Åiir yarıÅmasında birincilik ödülünü kazandı.Â
Ä°lk dönemlerinde adı “hececi” Åairlerle anılan usta kalem, Ä°stanbul’un iÅgal altında olduÄu günlerde, vatan sevgisini yansıtan coÅkulu direniÅ Åiirleri yazdı.Â
Nazım Hikmet, Milli Mücadele’ye katılmak üzere 1921’de Faruk Nafiz, Yusuf Ziya ve Vala Nurettin ile Sirkeci’den kalkan Yeni Dünya vapuruna gizlice binerek Ä°nebolu’ya geçti. Bolu’da bir süre öÄretmenlik yapan Åair, daha sonra Batum üzerinden Moskova’ya giderek, DoÄu Emekçileri Komünist Ãniversitesinde (KUTV) okudu.Â
Batum’da duyduÄu ancak sözlerini anlamadıÄı Rusça bir Åiirin Åeklinden etkilenen Åair, serbest Åiire ilgi duymaya baÅladı.Â
Moskova yolculuÄu sırasında yazdıÄı “Açların Gözbebekleri” Åiirinde serbest ölçüyü deneyen Nazım Hikmet’in bazı Åiirleri, 1923’te “Yeni Hayat” ve “Aydınlık” dergilerinde yayımlandı.Â
SERBEST ÃLÃÃDE TÃRK ÅÄ°Ä°RÄ°NÄ°N Ä°LK ÃRNEKLERÄ°NE Ä°MZA ATTIÂ
Moskova’dan 1924’te Türkiye’ye dönen Nazım Hikmet, Aydınlık dergisinde yayımlanan Åiir ve yazılarından dolayı 15 yıl hapsi istenince yeniden Moskova’ya gitti.Â
Ran’ın ilk Åiir kitabı “GüneÅi İçenlerin Türküsü”, 1927’de Bakü’de okuyucuyla buluÅtu.Â
Cumhuriyet’in beÅinci yıl dönümü münasebetiyle çıkarılan aftan yararlanmak üzere Temmuz 1928’de Türkiye’ye girerken yakalanan Åair, bir süre tutuklu kaldı.Â
Nazım Hikmet Ran, yazı kadrosuna katıldıÄı “Resimli Ay” dergisinde bir yandan Åiirlerini yayımladı, bir yandan da edebiyatın yerleÅmiÅ deÄerlerine karÅı sert çıkıÅlar yaptı. Kendisini “sosyalist Åair” olarak tanımlayan Nazım Hikmet, sanatın amacı konusundaki tartıÅmada “Sanat, sanat için deÄildir.” diyerek toplumcu anlayıÅtan yana oldu.Â
“835 Satır” Åiiri, edebiyata yeni soluk getirdiÂ
Ä°stanbul’da 1929’da yayınlanan “835 Satır” Åiiri, edebiyat çevrelerinde geniÅ yankı uyandıran usta Åair, klasik ve deneysel karıÅımı bir Åiir dili geliÅtirdi.Â
Åiirleriyle ilgili açılan pek çok davada beraat eden Nazım Hikmet, 1933’te gizli örgüt kurmak suçundan tutuklanarak Bursa Cezaevine gönderildi, 1938’de ise orduyu ve donanmayı isyana teÅvik suçlarından tutuklandı. Åair Ran, 28 yıl, 4 ay hapis cezasına mahkum edildi.Â
Nazım Hikmet, 1939’da 17 bin mısradan oluÅan “Memleketimden Ä°nsan Manzaraları” adlı eserini yazmaya baÅladı.Â
Genel Af Yasası’ndan yararlanarak, 1950’de serbest kalan Åaire, Dünya BarıŠKonseyi tarafından Picasso, Paui Rubeson, Wanda Jakubuurska ve Pablo Neruda’yla birlikte “Uluslararası BarıŠÃdülü” verildi.Â
Usta Åair, serbest kaldıktan sonra askerlik görevine alınacaÄını öÄrenince, öldürüleceÄi düÅüncesiyle Stalin yönetimindeki Sovyetler BirliÄi’ne gitti.Â
Nazım Hikmet Ran, 25 Temmuz 1951’de Bakanlar Kurulunca Türk vatandaÅlıÄından çıkarıldı. Aynı yıl Åairin oÄlu Mehmet dünyaya geldi.Â
Uluslararası barıŠkongrelerine katılması ve bu doÄrultuda mücadele etmesi nedeniyle de eserleri birçok dile çevrilen Åair, dünyada büyük ün kazandı. Pek çok ülkeye seyahat ederek konferanslara katılan ve Åiirlerini okuyan Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963’te kalp yetmezliÄi sonucu Moskova’da hayatını kaybetti.Â
ESERLERÄ°NÄ°N BÃYÃK ÃOÄUNLUÄU VEFATINDAN SONRA YAYINLANDIÂ
UNESCO tarafından, Nazım Hikmet Ran’ın doÄumunun 100. yılı dolayısıyla 2002 yılı “Nazım Yılı” ilan edildi.Â
Novodeviçi MezarlıÄı’nda topraÄa verilen Åair, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden Türk vatandaÅlıÄına kabul edildi.Â
Ran’ın “DaÄların Havası” (Osmanlıca), “GüneÅi İçenlerin Türküsü”, “835 Satır”, “Sesini Kaybeden Åehir”, “Benerci Kendini Niçin Ãldürdü?”, “Taranta Babu’ya Mektuplar” isimli eserleri yaÅamı sırasında, “KurtuluÅ SavaÅı Destanı”, “Rubailer”, “Memleketimden Ä°nsan Manzaraları”, “Cezaevinden Memet Fuat’a Mektuplar”, “Kemal Tahir’e Mapushaneden Mektuplar”, “Kuvayi Milliye”, “Sevdalı Bulut”, “Nazım ile Piraye”, “Hikayeler”, “Piraye’ye Mektuplar”, “Henüz Vakit Varken Gülüm”ün de aralarında bulunduÄu çok sayıda eseri ise vefatından sonra yayımlandı.Â
Eserleri 50’den fazla dile çevrilen Åair, cezaevindeyken Ä°brahim Sabri ve Mazhar Lütfi takma adlarının yanında imzasız olarak da bazı Åiirlerini okuyucuyla buluÅturdu, 1949’da ise Ahmet OÄuz Saruhan adıyla “La Fontaine’den Masallar” isimli kitabını çıkarttı.Â
AkÅam, Son Posta ve Tan gazetelerinde “Orhan Selim” takma adıyla fıkra yazarlıÄı ve baÅyazarlık yapan Ran’ın yine Selim imzalı “Ä°t Ãrür Kervan Yürür” adlı bir kitabı da bulunuyor.Â
Nazım Hikmet’in kaleme aldıÄı “Kafatası”, “Bir Ãlü Evi”, “Unutulan Adam” ve “Ferhat ile Åirin”in de aralarında bulunduÄu 22 tiyatro eseri, Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Almanya, Macaristan, Polonya ve Ãekoslovakya’da sahnelendi.